|
||
![]() |
Kuantum Bilinci ne midir? İşte budur | |
Zeynep Gülcan Durmuş | ||
Elektron izlendiğinde davranış değiştiriyor. Buna gözlemci etkisi deniliyor. Çekim yasasında serbest bırakmak bu yüzden önemli. Evren, "Sen bakarken soyunamıyorum" der gibi nazlanıyor, dilekleri gerçekleştirirken. Gerçekleşecek olan şeyi geciktiren de gözlemcinin kendisi mi oluyor yoksa? Buna dinde teslimiyet deniliyor olsa gerek. Allaha güvenmek, teslim olmak. Sisteme güvenmek. Olaylar da kimin gözlemlediği durumu değiştiriyorsa bizler de birer gözlemci olarak hangi enerjiyle müşahede ettiğimiz önemli o halde. Beklentiyle mi gözlemliyoruz? Muhtaçlıkla mı, şek ve şüpheyle mi? Mutlaka olmalı diyerek ısrarcı enerjiyle mi? Olsa da olur olmasa da her sonuca gönüllü olarak mı?
El açıp dua edecek olsanız bunu dilemek belki aklınıza bile gelmezdi. Eğer hiç deneyimlemediyseniz bahsedilen konuları kendi alanınızda gözden geçirmeli misiniz? İnsan gözlemci olduğunda bekleyebileceği sonuçlar kendi zihninde kısıtlıdır. İnsan çözüm üretse aklına ancak birkaç çözüm gelir. Kuantum alanda, sonsuz olasılıklarda ise mümkünler ötesi sürprizler yer alır. Bu biraz da Ledun ilmiyle de alakalı olsa gerek. Hani Hz. Musa ve Hızır kıssasında da belirtilir. Olayların iç yüzü ve çıkaracağı sonuçlar ön görülemeyenlerle doludur. Her şey göründüğünün tersidir, hiçbir şey göründüğünün tersi değildir bakış açısı. Sen çekil aradan, tecelli eder yaradan. Hani birine bir konuda yardımcı olunmak istenir de elinden alır, bırak ben yapacağım der. E buyur ne yapacaksan yap o zaman denmez mi? Bilim her zaman varsayımlarla ilerler. İnsan zihni de her şeyi varsayar. Bilinçaltı bir şeyi tanımlarken. Olsa olsa böyledir diyerek kavramaya çalışır. Akıl. Bir şeye sabitlemek anlamına gelir. Mantık denilen şey de böyle bir şey. Her türlü olay. Herkes. Her Kişi. Bazı ustalar vardır. İş yaparken biri seyrettiğinde rahatsız olur bakışlardan. Bazı çocuklar biri bakarken tuvaletini yapamaz. Kuantum alanda gözlemci olabilmek. Tanıklık, Şahitlik yapabilmek. Polis bir kavgaya müdahale ederken taraf tutmaz. Bir hakim her iki tarafa da eşit mesafede olur. Duygu yüklemez. Bizler de olayların içindeyken ama ne kadar duygusal olarak kapılmadan kalabilirsek, gözlemci olabilirsek tüm sonuçlara eşit mesafede oluruz. 4 kapıdan Şeriat Tarikatı geçenler Marifet ve Hakikat kapısına varanlar, Levh-i Mahfuzdan okuyabilen Allah dostları olana müdahale etmez. Kişiye düşen de sadece gözlemci olmak, tanıklık etmek, şehadet etmek gerektiğini bilir. Her şey olması gerektiği gibi, her şey olması gerektiği yerdedir. Hz Ali ye soruluyor. Elest Bezmi ne zamandı? El An demiştir. Arapça' da El An, şimdi demektir, şu AN. Kainatın yaratılması, Adem’in İsa’nın yaratılması da şu an. Sadece AN da olup biten slov motion olarak yavaşlatılarak bize yaşatılıyor. 1 saatlik ya da 100 dakikalık bir film düşünün. Onu 8x ya da 16x hızlandırarak seyredersek 5-10 dakikada oynatabiliriz. Daha da hızlandığını düşünün3 saniyede hepsinin muazzam bir şekilde oynatıldığını. Karşımızdan muazzam hızda bir araba geçse anlık görünür, belki göremeyiz. Arabalar yeteri kadar yavaş ise görürüz. işte Kainatın yaratıldığından sonuna kadar ki her şey AN’ da yaratılmış ve insanlara biraz daha yavaşlatılmış halde deneyimletiliyor. Hepsini bir film şeridi gibi düşünsek, ya da bir küre gibi. O sahnelerin içinde bir AN' ı durdursak yada yavaşlatsak. O bizim farkındalığında olduğumuz AN olurken diğerleri gaflette olduklarımızı oluşturuyor. Yıllar günler de bunları deneyimlemek için oluşturulmuş zaman kavramı. Aslında her şey AN da. İsteklerimiz, dileklerimiz, yaratımlarımız da AN' da olup bitiyor. Ben şu an hangi frekanstayım. Hangi duygudayım. Hangi niyetteyim. AN da ki olup bitenin sonucunu bir gözlemci olarak etkilerken bunlar belirleyici olacak Bana gelen sonsuz olasılıklar varken içindeki seçenek..... |
||
Etiketler: Kuantum, Bilinci, ne, midir?, İşte, budur, |
|