Tozkoparan'da atılan ilk adımlar, Bakırköy Osmaniye Lisesi'nde tamamlanan orta öğrenim ve ardından Almanya'ya uzanan yol, onun müzikle olan bağını daha da güçlendirdi. Yeni bir ülke ve kültürle tanışırken bile, müziğe olan sevgisi hiç azalmadı; aksine, hayatın ona sunduğu evlilik ve annelik rolleri, onun sanatsal ifadesini daha da zenginleştirdi.

İki kız çocuğu annesi olarak, farklı mesleklerde çalışmayı ve kendini sürekli geliştirmeyi sürdürdü. Müzik, onun için sadece bir hobi değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi oldu. Güzellik uzmanlığı alanında meslek sahibi olmasına rağmen, müzik her zaman öncelikli tutkusu olarak kaldı. Öğrenmeye olan açlığı ve kendini geliştirme arzusu, onu açık öğretim felsefe bölümüne kadar götürdü ve profesyonel bir kariyere adım atmasını sağladı.

Şimdi, kariyerinin doruk noktasında, Oya Tezcan müziğin büyülü dünyasında, yıllar içinde biriktirdiği deneyimleri ve duyguları, kendine has eserlerle dinleyicilerle paylaşıyor. Şarkıları, onun derin duygusal yolculuğunu ve sanatsal gelişimini yansıtıyor. Her bir nota ve söz, onun yaşamının farklı dönemlerinden izler taşıyor ve dinleyenlere ilham veren bir hikaye anlatıyor. 

Müzik, Oya Tezcan için sadece bir sanat formu değil, aynı zamanda kişisel bir ifade ve iletişim aracı. Onun eserleri, müziğin evrensel dilinde konuşan ve dinleyen herkesin kalbine dokunan birer mesaj olarak karşımıza çıkıyor. Tezcan'ın müzikle dolu serüveni, sadece bir sanatçının gelişimini değil, aynı zamanda bir insanın hayat boyu öğrenme ve kendini ifade etme arzusunu da simgeliyor. Müzik, onun için bir tutku, bir meslek ve en önemlisi, hayatın kendisi.