Aleyna Bozkurt
Köşe Yazarı
Aleyna Bozkurt
 

Breaking Bad: Balon Bir Baş Yapıt mı?

Evet, yanlış okumadınız. Biliyorum, Breaking Bad’i dünyanın en iyi dizisi ilan eden milyonlarca insan var. IMDb puanı göklere çıkmış, kült yapımlar arasında anılıyor. Ancak bana göre ortada biraz da şişirilmiş bir balon var. Öncelikle kabul edelim: Dizi, karakter gelişimi konusunda çıtayı oldukça yukarı taşıyor. Görsel dili, çekim kalitesi, oyunculuklar… Bunların hakkını teslim etmemek haksızlık olur. Fakat tüm bu artılara rağmen, diziye “efsane” denilecek kadar hayranlıkla yaklaşmak bana göre fazla. Neden mi? Birincisi, bölümler çoğunlukla öyle anlarda kesiliyor ki, insan “Aman yarın bakarım” diyerek kalkabiliyor ekranın başından. Merak duygusunu körükleyen bir sürükleyicilikten söz etmek zor. İkincisi, aksiyon oranı oldukça düşük. Bazı bölümlerde uykunuz gelirse şaşırmayın. Üçüncüsü ise dönüm noktası olan iki sahne —Heisenberg’in yakalanışı ve Gus Fring’in sonu— bana göre izleyiciye dayatılmış, yapay dramatik zirveler. Peki dizi kötü mü? Elbette değil. Hatta seyir zevki de veriyor. Ama izlerken beklentinizi fazla yüksek tutmamanız gerekiyor. Eğer “dünyanın en iyi dizisi” klişesinin etkisiyle ekrana oturursanız, muhtemelen “Eee, bu muydu?” diye homurdanarak kalkabilirsiniz. Konuya gelirsek: Orta yaşlı, sıradan bir kimya öğretmeninin kansere yakalandığını öğrenip ailesine maddi güvence bırakmak için uyuşturucu işine girmesi… Bu fikir, başlı başına merak uyandırıcı. İnsan psikolojisini, sıradan birinin şeytana dönüşümünü görmek gerçekten ilgi çekici. Ancak bu güçlü fikir, senaryoya her zaman aynı oranda yansıtılamamış. Karakterlere bakacak olursak; Hank haricinde her biri sıradan, düz çizilmiş insanlar. Fakat işin güzelliği de burada: Her karakterden hem nefret edebiliyor hem de empati kurabiliyorsunuz. Bu açıdan Breaking Bad, insan doğasının gri alanlarını yansıtmakta oldukça başarılı. Sonuç olarak: Ben şahsen diziden büyük bir doyum alamadım. Yine de kült bir yapım olduğu için izlenmeli, ancak göklere çıkarılan övgülere kapılıp beklentiye girmemeli. Yoksa ekran başında hayal kırıklığı yaşamanız olası.
Ekleme Tarihi: 22 Ağustos 2025 -Cuma

Breaking Bad: Balon Bir Baş Yapıt mı?

Evet, yanlış okumadınız. Biliyorum, Breaking Bad’i dünyanın en iyi dizisi ilan eden milyonlarca insan var. IMDb puanı göklere çıkmış, kült yapımlar arasında anılıyor. Ancak bana göre ortada biraz da şişirilmiş bir balon var.

Öncelikle kabul edelim: Dizi, karakter gelişimi konusunda çıtayı oldukça yukarı taşıyor. Görsel dili, çekim kalitesi, oyunculuklar… Bunların hakkını teslim etmemek haksızlık olur. Fakat tüm bu artılara rağmen, diziye “efsane” denilecek kadar hayranlıkla yaklaşmak bana göre fazla.

Neden mi?
Birincisi, bölümler çoğunlukla öyle anlarda kesiliyor ki, insan “Aman yarın bakarım” diyerek kalkabiliyor ekranın başından. Merak duygusunu körükleyen bir sürükleyicilikten söz etmek zor. İkincisi, aksiyon oranı oldukça düşük. Bazı bölümlerde uykunuz gelirse şaşırmayın. Üçüncüsü ise dönüm noktası olan iki sahne —Heisenberg’in yakalanışı ve Gus Fring’in sonu— bana göre izleyiciye dayatılmış, yapay dramatik zirveler.

Peki dizi kötü mü? Elbette değil. Hatta seyir zevki de veriyor. Ama izlerken beklentinizi fazla yüksek tutmamanız gerekiyor. Eğer “dünyanın en iyi dizisi” klişesinin etkisiyle ekrana oturursanız, muhtemelen “Eee, bu muydu?” diye homurdanarak kalkabilirsiniz.

Konuya gelirsek: Orta yaşlı, sıradan bir kimya öğretmeninin kansere yakalandığını öğrenip ailesine maddi güvence bırakmak için uyuşturucu işine girmesi… Bu fikir, başlı başına merak uyandırıcı. İnsan psikolojisini, sıradan birinin şeytana dönüşümünü görmek gerçekten ilgi çekici. Ancak bu güçlü fikir, senaryoya her zaman aynı oranda yansıtılamamış.

Karakterlere bakacak olursak; Hank haricinde her biri sıradan, düz çizilmiş insanlar. Fakat işin güzelliği de burada: Her karakterden hem nefret edebiliyor hem de empati kurabiliyorsunuz. Bu açıdan Breaking Bad, insan doğasının gri alanlarını yansıtmakta oldukça başarılı.

Sonuç olarak: Ben şahsen diziden büyük bir doyum alamadım. Yine de kült bir yapım olduğu için izlenmeli, ancak göklere çıkarılan övgülere kapılıp beklentiye girmemeli. Yoksa ekran başında hayal kırıklığı yaşamanız olası.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sonalanya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Mühendis
(22.08.2025 14:34 - #234)
0 katılıyorum çok doğru tespit
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sonalanya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Ramazan Seydaoğlu
(22.08.2025 19:42 - #235)
Ben de bir çok bölümünü izlemiştim.. Ama klasik netflix çizgisi... Maceralı akış sizi ekrana kilitlerden madde ve cinsellik obejelerini de empoze ederek meşrulaştırıyor.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sonalanya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.