Hem dert olup, dertlerine devâ olamadıklarımızın ahları bizi de bulacak/yutacak diye korkuyorum dostlar. Teneke” kelimesi Türkçede birkaç farklı anlamda kullanılır: 1.Metal kap / sac levha: İnce işlenmiş demir veya çelikten yapılmış, çoğunlukla yağ, peynir, zeytin gibi yiyeceklerin saklandığı kaplara denir. Örneğin: “Zeytinyağı tenekesi.”  (Örneği yazınca aklıma gelen Balıkesir Edremit’ten devamlı tenekeler halinde yağ gönderen eski patronum, aile dostumuz İbrahim Turan Hoca’ma bu vesileyle, buradan teşekkür ediyorum.) 2.İçi dolu olmayan, bilgisiz insanların çok konuştuğunu anlatmak için atasözü gibi de söylenir.  Yani hem gerçek anlamda (fiziksel ses) hem de mecaz anlamda (boş söz, boş insan) kullanılır. 3.Teneke Sesi: Boş, içi dolmamış bir şeyin çıkardığı cılız ve tiz sese benzetme olarak da kullanılır. “Teneke gibi ses çıkarıyor.”  “Teneke Sesi” ya da kısaca “teneke gibi ses” deyimiyle ifade edilen şeyin anlamı ise; boş kapların (özellikle ince sacdan yapılmış teneke kutuların) vurulduğunda çıkardığı tiz, cılız, yankılı ve değersiz bir ses. Değersiz, boş laflar için kullanılır: “Boş teneke çok ses çıkarır.” mesela.  Anadolu insanları; çiftçilik yapanlar bu sesten çok yararlanıyor. Özellikle bağ ve bostanlara dadanan kargaları ve kuşları ürkütmede teneke sesinden faydalanılıyor. Uzun bir sırığın ucuna bağlanan bir teneke sallanıp sağa sola vurunca çıkardığı seslerle, kargalar tarlaya zarar veremeden uzaklaşırlar hemen. Bostan korkuluğu da denilen bu aparatın insan figürlü olanları daha etkili olduğundan halkımız yaptıkları bu korkuluk adamın başına, bir zamanların zorla dayatılan lengerini fötr şapkasını da geçirince uzaktan bir adam sanılıyor. Bırakın kuşları gece karanlığında birine denk gelseniz ödünüz kopar Alimallah ve kaçarsınız oradan. İçinizden birileri bu ne teneke muhabbetidir diyecek biliyorum… Haklısınız da. Fazla uzatmadan geleyim konuya.. Bizim başlıktaki teneke, üçüncü tanıma uygun bir teneke. Yani boş, içi dolmamış bir şeyin çıkardığı cılız ve tiz sesi inceleyeceğiz birlikte.  Bu tanımdan günümüz Müslümanlarının durumuna gelmek istiyorum.  Bir avuç, evet bir avuç Yahudi, İsrailli terörist, bir buçuk milyarı geçkin bir Müslüman’a meydan okuyor. Zavallı Gazze halkı bütün dünyanın gözü önünde katlediliyor, soy kırıma uğratılıyor, yok ediyor da kimseden boş bir teneke kadar da ses çıkmıyor.  Bostan korkuluğuna takılan teneke kadar da olamıyoruz maalesef. Leş kargaları gibi kutsal topraklarımızda, gönül coğrafyamızda yıllardır terör estiren, canı istediği zaman sağa-sola saldıran, ülke aşırı operasyonlar yapıp cinayetler işleyen Yahudi Siyonistler ve arkalarındaki haçlı ittifakı güçleri yani leş kargalarını ürkütüp kaçırtamıyoruz da. O halde boş ve işe yaramaz bir teneke gibiysek, bu kadar tenekeyi ne yapalım, diyenleriniz de olacak.. Elbette, sorgulamak lazım. Bunun için bir yapay zekaya müracaat ettim. “Boş, işe yaramaz tenekeler ne yapılır?” diye sordum.. Bir çok şey sıraladı ve özetle şunu bildirdi: “İçecek ve gıda tenekeleri geri dönüşüme, boya/yağ tenekeleri ise tehlikeli atık toplama noktalarına verilmelidir.”  Şimdi “biz” tenekelerin durumlarını inceleyelim, demeyeceğim. Halk olarak içimiz dolu, ağzına kadar hem de.. Tehlikeli madde sınıfına giriyoruz yani. (Ama elimizden bir şey gelmiyor maalesef..) O halde tehlikeli madde atık toplama noktalarında bekletilmeliyiz.  Bir buçuk milyar tehlikeli maddeye liderlik yapan ve “kınıyoruz” laflarıyla kargaları bile ürkütmeyen, birbirleriyle didişip duran, ya da gözlerini kapatıp da hakikatleri görmeyen, “Onlardan bize ne!?” diyen idarecileri de geri dönüşüme yollamak lazım…  Hem dert olup, dertlerine devâ olamadıklarımızın ahları bizi de bulacak/yutacak diye korkuyorum dostlar..  Unutulmamalıdır ki, dün Bosna, Myanmar, Irak, Afganistan, Yemen, Libya, bugün Gazze, Suriye ve yakın coğrafyamız.. Yarın da sıra bizde olacaktır. Biz: yani halkı Müslüman geçinen Suudi, Mısır, Ürdün, Türkiye vd… için de geçerlidir.  “Gelin bir bostan korkuluğu gibi olalım hep birlikte de bu leş kargalarını hep birlikte kovalayalım..” diye çağrı yapıp da şuur ihsan etmesi için hep birlikte dua edelim...