Ramazan Seydaoğlu
Köşe Yazarı
Ramazan Seydaoğlu
 

Ordan, Burdan, Zengezur’dan

Barış, en büyük kalkınma hamlesidir. Günlük yazılar kaleme alan biri değilim. Hele ki bizim gibi, gündemin günde birkaç kez değiştiği bir ülkede, olup biteni takip etmek adeta başlı başına bir maraton. Ama insan bazen bir nefes alıp düşünmek, gördüklerini not düşmek istiyor. Çünkü yazı hem hafızamızı diri tutar hem de geleceğe bırakılan bir emanettir. Zamanın hızla akan çarkına çakılan bir çivi gibidir yazı. Haydi birlikte bir safari yapalım gündemimizde. Barış Süreci ve Terörsüz Türkiye Yüzyılı Türkiye’nin en büyük yarası terör. On yıllardır enerjimizi, gençlerimizi, kaynaklarımızı bu girdapta yitirdik. Nice ocaklar sönmüş, nice hayaller yarıda kalmış. Nice gencimiz yok olup toprağa karışmıştır. Oysa bu toprakların çocukları gözyaşıyla değil, umutla büyümeyi hak ediyor. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında artık bu faslı kapatmak, terörsüz bir geleceği inşa etmek zorundayız. Barış süreci, sadece silahların susması değildir; adaletin yerleşmesi, kimliklerin özgürce yaşanması, ortak geleceğe güvenle bakılmasıdır. Barış süreci dediğimiz şey yalnızca silahların susması değildir; annelerin yüreğine huzur düşmesi, gençlerin geleceğini dağlarda değil kitaplarda araması, kardeşlik türkülerinin yeniden söylenmesidir. Silahın gölgesinde demokrasi gelişmez, nefret dilinde de kardeşlik yeşermez. Eğer gerçekten “Türkiye Yüzyılı” diyorsak, bunun en somut ölçüsü terörsüz bir ülke, barış içinde yaşayan bir millet olmalıdır. Zira barış, en büyük kalkınma hamlesidir. Yangınlar, İklim Yasası ve Küresel Kaygılar Ülkemiz, Afrika sıcaklarının etkisi altındayken orman yangınlarıyla boğuşuyordu. Dumanlar gökyüzünü kaplamışken Meclis’ten sessiz sedasız bir “İklim Yasası” geçti. Bu yasa hakkında türlü iddialar ortaya atıldı; yangınlarla bağlantı kuranlar bile oldu. Pandemi döneminde küresel ölçekte dayatılan uygulamaları yaşadığımız için, bu tür gelişmeler ister istemez endişelerimizi büyütüyor.  Savaşlar ve Jeopolitik Gerilimler Yakın coğrafyamız huzursuz. Burnumuzun dibindeki bir Gazze soykırımı, Ukrayna savaşı, Suriye’deki çatışmalar, İsrail’in İran’a ve çevre ülkelere saldırganlıkları, Kıbrıs çevresinde siyasi ve askerî hareketlilik… Adalar’da silahlanan Yunanistan ve büyük güçlerin kendi çıkar hesapları… Liste uzadıkça uzuyor. Bunlar her gün değişen gündemimiz.  Toplumsal Yozlaşma ve Çıplaklık Tartışması Bir de iç meselelerimiz var. Özellikle gençlikte gözlenen “çıplaklık furyası” ve kültür yozlaşması beni düşündürüyor. Üstümüze giydirilen tişörtlerdeki anlamını bilmediğimiz ve birçok gayri ahlaki sözlerin yer aldığı yazılar ile plajlardan televizyon ekranlarına, oradan sokaklara taşan çıplaklık anlayışı, özgürlük adına sunulsa da toplumun büyük bir kısmını rahatsız ediyor. Herkes kendi mahrem alanında istediğini giyebilir. İstediği gibi yaşayabilir ancak sokak, umuma açık bir alandır ve orada çıplaklığı teşhir etmek bir özgürlük değil, toplumsal huzuru zedeleyen bir eylemdir. Belki de özgürlükleri kısıtlamadan düzeni sağlayacak adil mekanizmaları konuşmanın zamanı gelmiştir. Yasal düzenlemeler ve belki de ahlak polisi bir çözüm olabilir. Aksi halde vatandaşların kendi yöntemleriyle engelleme olayı sonucunda başka türlü şiddeti doğurabilir. Bu da tavsip edilmeyen sonuçlar doğurabilir.  Doğal Afetler: Yangın ve Deprem Gerçeği Yangınlar yalnızca ağaçları değil, içlerindeki canlıları da yakıyor. Orman yangınında hayvanların çığlıklarını duyduğum bir video hâlâ zihnimden silinmiyor. Balıkesir depremi ise bize fay hatları üzerinde yaşadığımızı yeniden hatırlattı. Yangınla mücadelede hava araçlarının sayısını artırmalı, orman altındaki kuru otları temizleyecek keçi yetiştiriciliğini teşvik etmeliyiz. Deprem içinse sağlam zeminlerde, kaliteli malzemeyle inşa kuralından asla taviz vermemeliyiz.  Zengezur Koridoru ve Diğer Gündemler 44 günlük Karabağ Savaşı sonrasında Azerbaycan’a geçen savaş tazminatı olarak görebileceğimiz, fakat İran’ın müdahaleleriyle tamamlanamayan Zengezur Koridoru gündemimizin masasında. Üstelik emlakçı Trump’ın bu bölgeyle ilgili 99 yıllık anlaşma yapması da hem engel olan için, hem de bölge ülkeri için bir kayıp olarak görüyorum. Bunların yanında, uzun süredir Avrupa kupalarında hasret kaldığımız Fenerbahçe başarısı yüzümüzü güldürdü. Ancak Azerbaycan-Rusya gerilimi, bölgedeki dengeleri yeniden değiştirebilir.  Son Söz Demiştim ya, oradan buradan konuşulacak o kadar çok konu var ki, hangisine dokunayım derken yazı uzadıkça uzuyor. Zaman hızla akıp gidiyor ve dünyada her an binlerce olay yaşanıyor. Kimisi acı, kimisi tatlı… Biz doğruların ve evrensel erdemlerin yanında olup, onlarla görülmeliyiz. Ölüp gittiğimizde, arkasında hayır dualarla anılanlardan olma çabası içinde olmalıyız. Güçlüler diye zalimlerden yana olmamak lazım. Zayıf ve ezilen insanların elinden tutmanın ve mazlumu kollamanın çabası içinde olmalıyız. Varsın bu bizim bir çok işimizi de zorlaştırsın. Her zaman doğruyu söyleyelim ki, sırat-i müstakim üzerinde olanlarla haşrolalım. Varsın bütün dünya düşmanın olsun!. Allah dost olsun yeter… Şeytan ve şeytanî sistemler yeryüzünde insanlara nice tuzaklar hazırlayadursunlar ama unutmayalım: herkesin bir planı varsa Allah’ın da kendi planı vardır. Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler…
Ekleme Tarihi: 16 Ağustos 2025 -Cumartesi

Ordan, Burdan, Zengezur’dan

Barış, en büyük kalkınma hamlesidir.

Günlük yazılar kaleme alan biri değilim. Hele ki bizim gibi, gündemin günde birkaç kez değiştiği bir ülkede, olup biteni takip etmek adeta başlı başına bir maraton. Ama insan bazen bir nefes alıp düşünmek, gördüklerini not düşmek istiyor. Çünkü yazı hem hafızamızı diri tutar hem de geleceğe bırakılan bir emanettir. Zamanın hızla akan çarkına çakılan bir çivi gibidir yazı. Haydi birlikte bir safari yapalım gündemimizde.

Barış Süreci ve Terörsüz Türkiye Yüzyılı

Türkiye’nin en büyük yarası terör. On yıllardır enerjimizi, gençlerimizi, kaynaklarımızı bu girdapta yitirdik. Nice ocaklar sönmüş, nice hayaller yarıda kalmış. Nice gencimiz yok olup toprağa karışmıştır. Oysa bu toprakların çocukları gözyaşıyla değil, umutla büyümeyi hak ediyor. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında artık bu faslı kapatmak, terörsüz bir geleceği inşa etmek zorundayız.

Barış süreci, sadece silahların susması değildir; adaletin yerleşmesi, kimliklerin özgürce yaşanması, ortak geleceğe güvenle bakılmasıdır.

Barış süreci dediğimiz şey yalnızca silahların susması değildir; annelerin yüreğine huzur düşmesi, gençlerin geleceğini dağlarda değil kitaplarda araması, kardeşlik türkülerinin yeniden söylenmesidir.

Silahın gölgesinde demokrasi gelişmez, nefret dilinde de kardeşlik yeşermez.

Eğer gerçekten “Türkiye Yüzyılı” diyorsak, bunun en somut ölçüsü terörsüz bir ülke, barış içinde yaşayan bir millet olmalıdır. Zira barış, en büyük kalkınma hamlesidir.

Yangınlar, İklim Yasası ve Küresel Kaygılar

Ülkemiz, Afrika sıcaklarının etkisi altındayken orman yangınlarıyla boğuşuyordu. Dumanlar gökyüzünü kaplamışken Meclis’ten sessiz sedasız bir “İklim Yasası” geçti. Bu yasa hakkında türlü iddialar ortaya atıldı; yangınlarla bağlantı kuranlar bile oldu. Pandemi döneminde küresel ölçekte dayatılan uygulamaları yaşadığımız için, bu tür gelişmeler ister istemez endişelerimizi büyütüyor.

 Savaşlar ve Jeopolitik Gerilimler

Yakın coğrafyamız huzursuz. Burnumuzun dibindeki bir Gazze soykırımı, Ukrayna savaşı, Suriye’deki çatışmalar, İsrail’in İran’a ve çevre ülkelere saldırganlıkları, Kıbrıs çevresinde siyasi ve askerî hareketlilik… Adalar’da silahlanan Yunanistan ve büyük güçlerin kendi çıkar hesapları… Liste uzadıkça uzuyor. Bunlar her gün değişen gündemimiz.

 Toplumsal Yozlaşma ve Çıplaklık Tartışması

Bir de iç meselelerimiz var. Özellikle gençlikte gözlenen “çıplaklık furyası” ve kültür yozlaşması beni düşündürüyor. Üstümüze giydirilen tişörtlerdeki anlamını bilmediğimiz ve birçok gayri ahlaki sözlerin yer aldığı yazılar ile plajlardan televizyon ekranlarına, oradan sokaklara taşan çıplaklık anlayışı, özgürlük adına sunulsa da toplumun büyük bir kısmını rahatsız ediyor.

Herkes kendi mahrem alanında istediğini giyebilir. İstediği gibi yaşayabilir ancak sokak, umuma açık bir alandır ve orada çıplaklığı teşhir etmek bir özgürlük değil, toplumsal huzuru zedeleyen bir eylemdir. Belki de özgürlükleri kısıtlamadan düzeni sağlayacak adil mekanizmaları konuşmanın zamanı gelmiştir. Yasal düzenlemeler ve belki de ahlak polisi bir çözüm olabilir. Aksi halde vatandaşların kendi yöntemleriyle engelleme olayı sonucunda başka türlü şiddeti doğurabilir. Bu da tavsip edilmeyen sonuçlar doğurabilir.

 Doğal Afetler: Yangın ve Deprem Gerçeği

Yangınlar yalnızca ağaçları değil, içlerindeki canlıları da yakıyor. Orman yangınında hayvanların çığlıklarını duyduğum bir video hâlâ zihnimden silinmiyor. Balıkesir depremi ise bize fay hatları üzerinde yaşadığımızı yeniden hatırlattı.

Yangınla mücadelede hava araçlarının sayısını artırmalı, orman altındaki kuru otları temizleyecek keçi yetiştiriciliğini teşvik etmeliyiz. Deprem içinse sağlam zeminlerde, kaliteli malzemeyle inşa kuralından asla taviz vermemeliyiz.

 Zengezur Koridoru ve Diğer Gündemler

44 günlük Karabağ Savaşı sonrasında Azerbaycan’a geçen savaş tazminatı olarak görebileceğimiz, fakat İran’ın müdahaleleriyle tamamlanamayan Zengezur Koridoru gündemimizin masasında. Üstelik emlakçı Trump’ın bu bölgeyle ilgili 99 yıllık anlaşma yapması da hem engel olan için, hem de bölge ülkeri için bir kayıp olarak görüyorum.

Bunların yanında, uzun süredir Avrupa kupalarında hasret kaldığımız Fenerbahçe başarısı yüzümüzü güldürdü. Ancak Azerbaycan-Rusya gerilimi, bölgedeki dengeleri yeniden değiştirebilir.

 Son Söz

Demiştim ya, oradan buradan konuşulacak o kadar çok konu var ki, hangisine dokunayım derken yazı uzadıkça uzuyor.

Zaman hızla akıp gidiyor ve dünyada her an binlerce olay yaşanıyor. Kimisi acı, kimisi tatlı… Biz doğruların ve evrensel erdemlerin yanında olup, onlarla görülmeliyiz. Ölüp gittiğimizde, arkasında hayır dualarla anılanlardan olma çabası içinde olmalıyız.

Güçlüler diye zalimlerden yana olmamak lazım. Zayıf ve ezilen insanların elinden tutmanın ve mazlumu kollamanın çabası içinde olmalıyız. Varsın bu bizim bir çok işimizi de zorlaştırsın. Her zaman doğruyu söyleyelim ki, sırat-i müstakim üzerinde olanlarla haşrolalım.

Varsın bütün dünya düşmanın olsun!. Allah dost olsun yeter…

Şeytan ve şeytanî sistemler yeryüzünde insanlara nice tuzaklar hazırlayadursunlar ama unutmayalım: herkesin bir planı varsa Allah’ın da kendi planı vardır.

Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (13)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sonalanya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Özlem K.
(16.08.2025 21:25 - #222)
Derin bir toplumsal çağrı niteliğinde farkındalık adına... Kaleminize sağlık; hem yüreğe hem de zihne dokunuyor.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sonalanya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Gülşen
(16.08.2025 21:40 - #223)
Dünyanın derdi bitmiyor, deprem, savaş, pandemi derken ömrümüz gelip geçiyor, hiç ölmeyecek gibi yaşıyoruz, hesap var kitap var, hak şerleri hayreyler, neylerse güzel eyler
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sonalanya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Naz çağla
(16.08.2025 21:47 - #224)
Canım öğretmenim sizi çok seviyorum
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sonalanya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Güzin Osmancık
(17.08.2025 00:35 - #225)
Ramazan bey. Memleketimizin gündeminde ne varsa hepsine tek tek değinmişsiniz. Balıkesirde olduğum şu günlerde depremi yaşayarak ne kadar korkunç olduğunu da gördüm. Maalesef deprem ülkesiyiz ve konutlar ona göre yapılmıyor. En yoğun gündemimiz ise yangınlar. Bu yazınızda keçilerin bir yangın yayılmasında önemli bir rol aldığını öğrendim. Kaleminiz hiç durmasın, mürekkebiniz kurumasın.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sonalanya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Nur Dinçkan
(17.08.2025 00:53 - #226)
Milletçe üst üste yaralar aldığımız şu günlerde, toplumsal gerçeklikleri yalın ve doğru bir dille ifade etmişsiniz. Son derece isabetli, güzel bir yazı olmuş. Yüreğinize sağlık.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sonalanya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Emine Pişiren
(17.08.2025 10:36 - #228)
Merhaba Doğruları döşemiş kaleminiz. Keşke herkes aynı düşüncede olabilse, fark edebilse asıl gerçeği. Ne yazık ki göz mideden büyük. Bu nedenle gözün açlığını doyurmak mümkün değil. Bir insanın içine sığabileceği; eninde sonunda 1,5 metre toprağı olacak. Kimse topraksız kalmayacak. Kaleminize yüreğinize sağlık. Selam ve saygılarımla Emine Pişiren
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sonalanya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Evindar Sayılgan
(17.08.2025 12:00 - #229)
O kadar güzel yazmışsınız toplumun en derin yarası kaleminize sağlık hocam
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sonalanya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Mustafa Söğüt
(18.08.2025 21:22 - #230)
Emeğinize yüreğinize sağlık hocam. Çok değerli bilgileri paylaştınız. Sevgi Saygı ve Selamlarımla
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sonalanya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Mehmet Faruk Habiboğlu
(18.08.2025 21:48 - #231)
Hukuk ve adalet bir yönetimin temel şiarı olmazsa o ülkenin maalesef bir ağırlığı, etkisi olmuyor...
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sonalanya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Ahmetoğlu
(18.08.2025 22:04 - #232)
Kalemize sağlık gündemin ana temalarını, mükemmel harmanlayarak geleceğe ışık tutmuşsunuz.Tebrikler…
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sonalanya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Erol Yüce
(19.08.2025 11:29 - #233)
Ramazan bey sevgiler saygılar. Hislerimize tercüman olmuşsunuz. Allah yar ve yardımcınız olsun
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sonalanya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Ünal
(23.08.2025 14:41 - #237)
Sayın hocam kalbe değecek nice sözleri sarf etmek ve iyiye gitmeyen gidişata bir set kurmak evveli zorunluluktur biz teslim olanlar için. Sözümüz ve duruşumuz erdemli olanı beslesin, niyetimiz budur. Kaleminiz ve ömrünüze bereket. Saygılarımla.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sonalanya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Ünal
(23.08.2025 14:41 - #238)
Sayın hocam kalbe değecek nice sözleri sarf etmek ve iyiye gitmeyen gidişata bir set kurmak evveli zorunluluktur biz teslim olanlar için. Sözümüz ve duruşumuz erdemli olanı beslesin, niyetimiz budur. Kaleminiz ve ömrünüze bereket. Saygılarımla.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sonalanya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.