Bunun cevabının “hayır” olduğunu elbette biliyorsunuz. Maalesef, bugüne baktığımızda “kurtuluş” düzeyinde bir değişim gerçekleşmiş görünmüyor. Evet, bazı geçici kazanımlar ya da rahatlamalar oldu belki; ama Filistin’in tam bağımsızlığı, toprak bütünlüğü ve ablukadan çıkışı gibi hedefler hâlâ çok uzağında. Filonun amacı Gazze’ye insani yardım ulaştırmak, abluka hattını kırmak ve “küresel vicdanı harekete geçirmek” yönünde hem sembolik hem de pratik bir girişim olduğundan, ablukanın tamamen kalkması, İsrail’in askeri varlığının sona ermesi ya da tüm Filistin topraklarında kontrolün Filistinlilere geçmesi gibi büyük adımlar hâlâ belirsiz. 1)Gayet insani bir amaçla yola çıkan bu hareketi kendi çıkarı için şova çevirenler de oldu elbette. Kameralar karşısında bir kahraman edasıyla demeçler verenler, “Filistin’i kurtarıp geldik” edâsına büründüler; bunu yutmadık. Mütavazi açıklamalarla, yapılan işin ne kadar cılız bir tepki olduğunu belirten aktivistleri buradan kutluyorum. Hakikaten, insanların görmezden geldiği soykırımlardan biri olan Gazze için dünya yeterince bir şey yapmıyor. Dün Bosna için de yapılmadı. Çin’in zulmü altında inleyen Türkistan için de yapılmadı. Halepçe’de Saddam rejiminin attığı kimyasallarla katledilen binlerce Kürt için de yapılmadı. Bir Sumud Filosu insanlığın vicdanlarında belki bir kıpırdanışa sebep oldu; ama Siyonist-sever bir ABD başkanının manevrasıyla bu hareket tamamen söndürülmek üzere. “Free Palestine! Free Gaza!” sloganlarının atıldığı başkentlerdeki gösterileri susturmak için de olsa bir anlaşmaya varıldı. Evet, insanların —hele çocukların— açlıktan veya ilaçsızlıktan ölmemeleri elbette güzel. İki yılı aşkın bir direniş belki bir nebze rahatlama getirdi; ama ne Filistin özgürleşti ne de Gazze. Garantör ülke olarak Türkiye, Katar ve Mısır’ın orada bir askeri güç bulunduracak olması da bence yeterli değildir. O askeri güce zulme karşı koyma yetkisi verilmezse bir anlamı olmaz. Madem garantörüz, o halde bundan sonraki İsrail müdahalelerine karşı bizim de müdahale etme yetkimiz olmalı. Kıbrıs’ta olduğu gibi askeri bir çıkarma yapabilmeliyiz. Göstermelik, sadece dünyada yükselen “Free Palestine! Free Gaza!” ateşini söndürmeye yönelik bir ateşkes bir anlam ifade etmez yoksa. Özgür bir Filistin! Özgür bir Türkistan ve özgür bir İslâm coğrafyası için birlik olmak lâzım. Özgür bir Filistin! Özgür bir Türkistan ve özgür bir İslâm coğrafyası için ortak bir askeri pakt lâzım. Özgür bir Filistin! Özgür bir Türkistan! özgür bir İslâm coğrafyası için ekonomik bir iş birliği lâzım. Bütün bunlar için de şuur ve izan lâzım.  Allah yöneticilerimize bu şuuru nasip etsin. Biz de bu minval üzere dua etmeliyiz. Allah’ın hazinesi büyüktür; her isteyene meramını er ya da geç ulaştıracaktır