BİR TURİZM KENTİNDE BAHARIN GÖLGESİNDE KARANLIK TABLO
Alanya... Güneşiyle, deniziyle, tarihiyle her bahar yeniden doğan bir şehir. Doğanın canlandığı, güneşin caddeleri ısıttığı, çiçeklerin açtığı günlerdeyiz. Ancak bu bahar, çarşıda sokakta umut değil, sessizlik hâkim. Yüzlerde tebessüm değil, endişe var. Çünkü turizm sezonu açıldı ama turist yok. Varsa da çarşıya inen yok.
YILLARIN SENARYOSU: FİYATLAR DÜŞTÜ, MÜŞTERİ YOK
Her yıl aynı hikâye tekrar ediyor. Sezonun ilk günlerinde vitrinlere konan 5 Euro, 10 Euro etiketleri aslında bir pazarlama hamlesi değil; bir hayatta kalma çabası. Esnaf kar etmeyi bırakmış, masrafları karşılayıp ayakta kalmaya çalışıyor. Ancak işler yolunda değil. Uğrayan yok, alan yok. Kiralar, vergiler, SGK primleri, elektrik faturaları derken esnafın sırtındaki yük her geçen gün ağırlaşıyor.
MARKA AVCILARI, ESNAFIN ÜZERİNDE KABUS GİBİ
Bir diğer yıllık tekrar ise markacıların baskısı. Her sezon başında çarşıya marka temsilcileri, marka avukatları iniyor. “Taklit ürün” bahanesiyle esnafa cezalar yazılıyor, mallara el konuluyor. Oysa bu ürünlerin çoğu açıkça satılıyor, devlet vergisini alıyor. Ancak ne hikmetse, sezon başında vitrinlere baskınlar artıyor. Yine ceza, yine esnafın morali bozuk. Bu kısır döngü yıllardır sürüyor, değişen bir şey yok.
BELEDİYE VAR AMA YOK
Peki bu sorunlar karşısında yerel yönetimler nerede? Alanya Belediyesi ne yapıyor? Sadece işgaliye, tabela, ruhsat kontrolü ile mi ilgileniyor? Esnafın feryadı duyulmuyor mu? Kaldırım taşını söken belediye, ekonomisi sökülen esnafı neden görmezden geliyor? Kentin kalbi olan çarşı çökerse, Alanya ne kazanır?
BELEDİYEDEN DESTEK YOK, ENGEL VAR
Esnafa destek olmak bir yana, Alanya Belediyesi adeta üstüne çöküyor. Kaldırımlar esnafa kiralanıyor, belediye gelir elde ediyor ama bu kaldırımın üzerindeki dükkan zarar ederse kim ne kazanıyor? Zabıta bir yandan denetimde, diğer yandan ceza peşinde. Bu kente yıllardır vergi ödeyen, istihdam sağlayan küçük esnaf, sokakta yalnız bırakılmış durumda.
ESNAF ODALARI: SADECE AİDAT MI TOPLUYOR?
Bir başka sessizlik de esnaf odalarından geliyor. Adı esnaf odası ama esnafla ilgisi ne kadar? Bir sorunun çözümü için belediyeye gidip kapı çalan, toplantı talep eden, proje sunan bir oda var mı? Yok. Seçimden seçime boy gösteren, aidat zamanı kendini hatırlatan bir yapıya dönüşmüş durumdalar. Oysa bugün esnafın en çok ihtiyaç duyduğu şey temsil edilmek, korunmak, savunulmak.
MERKEZE GELMEYEN TURİST: SEBEP NE?
Alanya’da büyük bir sorun da turistin şehir merkezine inmiyor oluşu. Oteller, “her şey dahil” sistemiyle turistleri içeride tutuyor. Dışarı çıkan yok. Ne pazar görüyorlar, ne mağaza, ne kafeterya. Turisti merkeze çekecek bir şehir planı, cazibe alanı, etkinlik var mı? Maalesef. Yıllardır aynı cadde, aynı dükkanlar, aynı dekor. Değişen tek şey, değişen tabelalar.
ALANYA: TABELA ŞEHRİNE DÖNÜŞTÜ
Bu şehir, artık en çok esnaf tabelası değişen yerlerden biri haline geldi. Bugün açılan dükkân, üç ay sonra kapanıyor. Aynı sokakta bir yıl içinde üç farklı isimle iş yapmaya çalışan girişimciler var. Bu döngü kırılmadıkça ne turizm gelişir ne ekonomi. Çarşının kapanması, bir kentin nefesini kesmektir.
YEREL YÖNETİM NE İÇİN VAR?
Soruyoruz: Yerel yönetimler sadece kaldırım mı yapar? Sadece konser mi düzenler? Alanya Belediyesi neden çarşı için bir proje üretmez? Neden turistin merkeze gelmesini sağlayacak sosyal, kültürel etkinlikler planlanmaz? Esnaf neden dinlenmez? Belediyenin görevi sadece tabela asmak, ceza yazmak değil; halkına, esnafına sahip çıkmaktır.
SONUÇ: UMUTSUZLUK SARMALI KIRILMADAN ALANYA AYDINLANMAZ
Görmeden çözemezsiniz. Duymadan anlayamazsınız. Alanya, göz göre göre esnafını kaybediyor. Her geçen yıl biraz daha sessiz, biraz daha karamsar. Bir şehir sadece güneşiyle değil, halkının refahıyla güzeldir. Esnaf ayakta kalamazsa, bu şehrin ışığı söner.
HAYDİ ARTIK BİRİLERİ DUYSUN
Yerel yönetim, odalar, kamu kurumları… Herkes taşın altına elini koymalı. Alanya çarşısı sahipsiz değildir. Ama bu sahipliği göstermek, söylemekle değil, çalışmakla olur. Alanya’nın esnafı yalnız değil. Yeter ki artık bu sessiz çığlık duyulsun.
