Bilimkurgu Edebiyatı'nın 3 büyüklerinden biri olarak kabul edilen Isaac Asimov. Kendisi 1955 yılında Sovyet Rusya'da dünyaya gelmiş 3 yaşında ABD'ye göç etmiş ve burada biyokimya üzerine doktora yapmış biri.
Yani konu bilimkurgu olunca bunu bilgi dağarcığıyla muhteşem aktarabilecek donanıma sahip bir şahsiyet kendisi. Ziya bilimkurgu diğer eserlere kıyasla oldukça farklı ve zor bir türdür. Ne fantastik eserler gibi tamamıyla gerçeklikten uzak uydurmasyon fikirler sunabilirsin ne de klasik romanlar gibi duygusal bir yol izleyebilirsin. Ayarı öyle bir tutturmalısın ki yazdıkların distopya havasını yaratmalı, okuyucuyu düşündürmeli, gerçekliğe olan yakınlığı sayesinde empati de kurdurtmalı ama aynı zamanda biraz anlam karmaşası yaratarak okuyucuya beyin jimnastiğini de yaptırmalı. İşte Asimov bütün bunların hepsini üst düzey bir şekilde gerçekleştirebiliyor.
Bir başka önerim ise büyük yazarları okumaya başlamadan önce kesinlikle "Hangi kitapla okumaya başlamalıyım?" diye araştırma yapmanız. Büyük yazarlar her zaman bağlantılı kalem oynatırlar ve kitaplarında acemiden profesöre geçiş aşamalarına şahitlik edip kendisiyle daha yakından tanışmanıza olanak sağlarlar. Asimov'la tanışırken okunabilecek ilk kitap ise kesinlikle "Sonsuzluğun Sonu" diyebiliriz. Aslında yazar "Vakıf" serisiyle daha çok ün kazanmış ama bu seride geçen dünyayı anlamlandırmakta sonsuzluğun sonu kitabından geçiyor gibi bir ipucu verebilirim sizlere.
Peki bu kitap bize ne anlatıyor? Sonsuzluğun sonu olur mu? Unutmayın ki insan elleriyle inşa edilmiş her şey insan elleriyle de mahvedilebilir. Sonsuzluğa da insanlar kendi buluşlarıyla ulaştığı için bunlar yok edilebilir. Biz de bu serüveni okuyoruz zaten. Niye yok edildi? Sonsuzluk sandığımız noktada son bulmuyor mu, daha da uzun bir süreci mi var bu yolun sonunun? İnsan evladı dünya ve uzay üzerindeki her şeyi keşfetti mi yoksa her zaman bir bilinmeyen var mıdır?
Sizlere şöyle anlatabilirim ki: Sonsuzluk kavramı aslında bir zamanda yolculuk demek. Yani zamanda yolculuk yaptığın sürece sen sonsuzsun diyor kitap konusu sana ama bu öyle değil. Evet sen zamanda akmaktan kaçabilirsin ama vücudun asla. Unutma ki zaman her zaman galip gelecektir. Yine de insan evladı fuzuli bir uğraşla bir gün zamanda yolculuğu buluyor ve dünya barışını sağlamayı amaçlıyor. Mesela gidiyor 30'lara ve Hitlerin katliamına engel oluyor bu sayede milyonlarca insan can vermiyor vs. E tabi bunlar işe yarıyor mu? Tabi ki de hayır çünkü ying yang bir arada olmadığı sürece hiçbir anlam olmaz.
Bazı adaletsizlikler olmalı ki insanlar mücadele için bir motivasyon bulsun öyle değil mi? Zamanda yolculuğu nasıl buldular, geçmişteki olayları değiştirdiklerinde bulan kişi de etkilenmiyor mu? Etkilenirse zamanda yolculuk bulunmaz ve sonsuzluk diye bir şey olmaz diyorsunuz değil mi? Evet. bu yüzden sonsuzlukta çalışan teknisyenlerimiz etkileyecek her olay için olasılıkları hesaplıyor ve kelebek etkilerine kıyasla neye ne kadar müdahale edilmeli diye tartışıyorlar. Bu sayede hiçbir zaman sonsuzluk etkilenmiyor. Ancak...
Araya aşk girene kadar... Eh tabi aşk deliliktir her noktada. İnsan sevdi mi göze alamayacağı şey yok diye düşünüyor, ben o olmadan nefes alıyorsam onunla tanıştıktan sonra çektiğim oksijenin içinde ne var diye düşünüyor. Birine gönlünüzü kaptırıp o kişide kendinizi ve huzuru bulduğunuzda yani o kişi sizin için hayata anlam katan yegane şey olduğunda vazgeçemiyorsunuz tabi. Şimdi bana kimse vazgeçilmez değildir demeyin. Evet öyle kimse vazgeçilmez değildir. Ama aşık olduğunuzda da o kişiden vazgeçmenize neden olabilecek tek kişi de yine o kişidir. Lafı uzatmayalım aşk giriyor arkadaşlar devreye aşk. Uzun yıllar tıkır tıkır işleyen çark baş teknisyenimizin kalbini kaptırmasıyla tepetaklak oluyor. Şimdi bu teknisyen haklı mı haksız mı ben olsam ne yapardı diye tartışmalara girmeyelim ben aşk kadınıyım pekala.
Uzun lafın kısası kitap ilk başlarda yavaş tempoda ilerlese de bir süre sonra heyecanı ve merakı arttırarak kapağı kapattığınızda uzun süre felsefi sohbetlere girme ihtiyacıyla yanacaksınız emin olun. Hatta benim size önerim gidin bu kitabı bi arkadaşınızla okuyun. Ben bittiğinde kimseyle tartışamadım siz okuyup tartışın yavrucaklarım. Kalın sağlıcakla.
