Bir yıl önceydi…
Yerel seçimler yaklaşırken Alanya'da herkesin yüzü kendinden emindi. Cumhur İttifakı “Bu iş bizde” havasındaydı, muhalefet ise “Acaba bir umut çıkar mı?” diyerek masalar kurmuş, stratejiler çiziyordu.
Ama sandıklar açıldığında, Alanya siyaseti büyük bir sessizlikten sonra kolektif bir şaşkınlığa büründü. Kimin ne oy aldığı bir yana, esas mesele kimin kime oy verdiğiydi.
AK Parti ciddi bir oy kaybına uğradı. Oyların bir kısmı İYİ Parti’ye yöneldi, ama asıl sürpriz; CHP’ye akan yoğun destekti. Alanya seçmeni âdeta “çapraz oy kullanma sanatı” dersini sahneye koydu.
Demek ki halk, siyasetteki klasik tariflerden sıkılmış. Yeni bir reçete peşinde:
Biraz ondan, biraz bundan. Üstüne de demokrasi sosu.
Kahvaltıda Zeytin, Peynir ve... Transfer mi?
Seçimlerin üzerinden aylar geçti.
Ama AK Parti Alanya İlçe Başkanı'nın, muhalefet belediye başkanının yanından bir an olsun ayrılmaması, kulislerde deyim yerindeyse bomba etkisi yarattı.
Siyasetçiler artık etkinliklerde kol kola, kahvaltılarda ise tost paylaşır hâlde...
Doğal olarak vatandaşın kafasında deli sorular:
“Başkanım ne iş bu? Transfer mi var?”
“Yoksa gizli koalisyon kahvaltıları mı başladı?”
“Belediye AK Parti’ye mi döndü, yoksa başkan AK Parti’ye mi geçti?”
Sokak daha da yaratıcı:
“Bu siyaset değil, Survivor birleşme partisi!”
Driftli Siyaset: Yön Tabelası Kaymış
Ve günün en ilginç açıklaması...
İlçe Başkanı basın toplantısında drift yapan gençlere sahip çıktıklarını açıklıyor.
“Gençlerimizin sorunlarını dinliyoruz, çözüm üretiyoruz” diyor ve örnek olarak da lastik yakan gençleri gösteriyor.
Evet, Alanya'da yardım denince artık ilk akla gelen; yaşlı, çocuk ya da ihtiyaç sahibi değil…
Lastik mağdurları!
Vatandaş soruyor:
“Biz kira ödeyemiyoruz, başkan lastik yakanı destekliyor.”
“Drift yapanın ne derdi olabilir Allah aşkına? Dumanı bol olsun diye mi üzülüyor?”
Siyasette metafor zengini bir döneme girdik.
Drift mi?
Daha çok yönsüzlük...
Pusula Bozulursa, Seçmen Yolu Gösterir
Alanya'da siyasetin pusulası şaşmış görünüyor.
Kim kimden uzaklaşıyor, kim kime yanaşıyor; belli değil.
Kimi “AK Parti dağılır mı?” diyor, kimiyse “Yeni bir yapı mı doğuyor?” diye gözünü Ankara’ya dikmiş.
Ama şunu unutmayalım:
Seçmen uzun vadede pusuladır.
Kısa vadede susar, ama günü geldiğinde yön gösterir.
Bugün samimiyetsiz görülen her adım, yarın sandıkta netleşir.
Görev Sorumluluk, Gönül Bağlılıktan Ayrıdır
Her birey istediği partiye gönül verebilir. Bu demokrasi hakkıdır.
Ama bir partide görev alan kişi, o partinin ilkelerini ve duruşunu da taşımalıdır.
Aksi halde halk, o kişiye değil; partinin tümüne güven kaybı yaşar.
Bugün kahvaltıda yanyana olanlar, yarın sandıkta bambaşka saflarda çıkabilir karşımıza.
Unutulmamalı:
Siyaset ciddi iştir.
Kestirme yola girersen, seçmenin güvenini kaybedersin.
Hem lastik yanar, hem itibar...
Son Söz: Virajı Yavaş Al, Pusulayı Kaybetme
Siyasette söz yumuşak olmalı, lastik değil.
Drift değil, yön önemlidir.
Virajı hızlı dönen değil, yönünü kaybetmeyen kazanır.
Saygılarımla, Hamdi Acet
