Değerli okurlar sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Bundan önceki yazımda camiler ve din görevlileri haftası nedeniyle cami ve mescitlerin anlam öneminden bahsetmiştik.  Bugünki yazımda ise camii ve mescitlere anlam ve önem katan, benimde 38 yıldır icra etmekte olduğum ve yapmakla da onur duyduğum imam-Hatip mesleğinden bahsedeceğim.  Toplumumuzda zaman zaman imamların yaptığı iş, işin zorluğu ve kolaylığı, hatta aldığı maaşa kadar sorgulanmakta, kimi zamanda haksızca eleştirilere maruz kalmaktadır.  Her mesleğin kendine göre zorlukları ve kolaylıkları vardır. Gelin imamlık mesleğinin hayatımızdaki yerini birlikte inceleyelim. Bir bebek dünyaya gelir gelmez duyduğu ilk seslerden bir tanesi imamın sesidir. İmamlar bebeğin kulağına hayatı boyunca taşıyacağı ismini ezan ve kametle birlikte fısıldar. Çocukluk çağına geldiğinde daha okula gitmeden camiyle, imamla bir araya gelir. Çocuğa kuranı, dinin hakikatlerini ve birçok toplumsal kuralları yine imam anlatır. Çocuk büyür, evlilik çağına gelir. Evliliğe ilk adım atarken kız isteme, dini nikâh, nişan ve düğün gibi mutlu günlerinde, maddi ve manevi destek almak için yanlarında yine imamlar vardır. İnsanoğlu her fani gibi Alla hu Teâlâ’nın lütfettiği ömrünün sonuna geldiğinde sekarat halinde iken, kuran okuyup dua etmek üzere son yolculuklarında yanlarında yine imamlar ordadır. Öldüğünde ise yıkanıp kefenlenmesi, namazının kılınıp defnedilmesinde, defnedildikten sonra kuranla, hatimle anılmasında yine imamlar vardır.  İmamların görevi sadece bunlar mı? Hayır, sayamayacağımız kadar sorumlulukları vardır. Caminin iç temizliğinden tutunda bahçe temizliği, şadırvanları ve tuvaletlere kadar temizlenmesi ve düzenli tutulması gereken kısımlar imamlar tarafından yapılır. Tüm bu mücadeleyi yaparken hassas davranmayı şiar edinip, temizliğe dikkat etmeyen insanların kusurlarını bile yine imamlar örtmektedir. Hele hele bir köy imamıysan yeri gelir elektrikçi, sucu olursun, yeri gelir hastaları taşır, ambulans görevi üstlenirsin.   Kısaca imamların görevini saymaya kalkarsak saymakla bitiremeyiz. Zaman mefhumu olmadan gecesi gündüzü belli olmayan kişinin adıdır imam. Tüm sorumlulukların ötesinde imamlar yaptığı işin bilincindedir. Yaptığı işin peygamber mesleği olduğunu bilir. Sadece görev süresince değil, emekli olduktan sonra da görevi onu bırakmaz. Son nefesine kadar vatandaşa, Allah’ın evi olan Cami ve Mescitlere hizmete devam eder.  Bu sebepledir ki din gönüllüsü olan imam-hatip camisinin, mahallesinin, ilçesinin ve şehrinin imamıdır. Çünkü o örnek bir şahsiyettir.  Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Bunca fedakârlıklara rağmen sanal âlemde, toplumda, din görevlisi kimi zaman aldığı maaşla, kimi zaman görev alanında gördüğü hakaret, kimi zamanda şiddete uğrayarak hak etmediği muameleler görmüştür.  Tabi ki istisnalar kaideyi bozmaz. Her meslek grubunda olduğu gibi sorumluluğunu bilmeyen, yaptığı görevin bilincini idrak edemeyen şahıslar da vardır. Bu tip kişiler baz alınarak bütün imamlar zan altında bırakılamaz.  Rabbim sorumluluğunu bilen, yaptığı işi ibadet aşkıyla yapanlardan olmayı, kıyamet gününde de hesabını verebileceği ameller işlemeyi, cami , mescit ve din görevlilerinin değerini bilmeyi cümlemize nasip etsin. Bu vesileyle de başta meslektaşlarım olmak üzere inanan herkesin camiler ve din görevlileri haftasını tebrik ederim. Rabbim sağlıkla ve huzur içinde daha nice camii ve din görevlileri haftasına ulaşmayı cümlemize nasip etsin.