88 yılda 126 bin orman yangını yaşandı, 1,9 milyon hektar alan kül oldu. Son 10 yılda yangınlar iki katına çıktı. Helikopter kiralamaları, milyarlarca liralık rant şüphesini gündeme getirirken, uzmanlar mecliste acil araştırma komisyonu kurulmasını talep ediyor. ALEVLERİN GÖLGESİNDE YILLAR Türkiye, 1937’den bu yana 126 bin 268 orman yangını ile karşı karşıya kaldı. Bu yangınlarda 1 milyon 907 bin 265 hektar orman alanı yok oldu. Uzun yıllar boyunca yangın sayısı yıllık ortalama 1435 olarak seyrederken, 2015–2024 döneminde bu ortalama 2732’ye yükseldi. 2024 yılı, orman yangınları açısından tarihin en karanlık yıllarından biri oldu. Yalnızca bir yıl içinde 3800 yangın meydana geldi ve 27 bin hektar alan tamamen kül oldu. Yangınların etkisi, yalnızca ağaçları değil, orman köylülerinin geçim kaynaklarını, turizm bölgelerini ve ekolojik dengeyi de yok ediyor. HELİKOPTER KİRALAMALARI: YANGINLARLA PARA MI KAZANILIYOR? Yangın sayılarındaki dramatik artışla birlikte helikopter ve uçak kiralama ihaleleri de gündemden düşmüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, her yaz sezonu için Rusya’dan kiralanan Beriev Be‑200 amfibi uçakları ve orta kapasiteli helikopterleri kullanıyor. Bu araçlar, günlük on binlerce dolar kira bedeliyle hizmet veriyor. Uzmanlara göre, her yıl yüzlerce milyon lira helikopter kiralamalarına harcanıyor, ancak kalıcı uçak filosu oluşturmak yerine kiralama sisteminin tercih edilmesi rant iddialarını güçlendiriyor. Halk arasında dillendirilen bir başka iddia ise yangınların artışında çıkar gruplarının etkisi olduğu. İddiaya göre bazı çevreler, helikopter ve söndürme hizmetlerinden büyük gelir elde ediyor, bu nedenle yangınların sayısı ve şiddeti yıllar içinde bilinçli olarak arttı. MECLİSE ÇAĞRI: “KOMİSYON KURULSUN” Çevreci sivil toplum örgütleri ve bazı milletvekilleri, yangınlarla ilgili TBMM’de bir araştırma komisyonu kurulmasını talep ediyor. Bu komisyonun: Helikopter kiralama süreçlerini, İhale şeffaflığını, Yangınların çıkış nedenlerindeki belirsizlikleri, “Sebebi bilinmeyen yangınlar”ın neden yıllar içinde arttığını incelemesi isteniyor. Yangın istatistikleri, yangın başına düşen yanan alanın son 10 yılda belirgin şekilde arttığını gösterirken, 2021’deki Antalya-Manavgat yangını gibi büyük felaketler kamuoyunda ciddi bir güven bunalımı yaratmış durumda. TERÖR VE SABOTAJ UNSURU: SAVAŞ TAKTİĞİ Mİ? Son yıllarda güvenlik birimleri, bazı yangınların terör örgütleri tarafından kasıtlı olarak çıkarıldığını tespit etti. Yangınlar, ekonomik kaynakları yok etme, turizm gelirlerini düşürme ve vatandaşın moralini bozma amacıyla kullanılıyor. Uzmanlara göre, üçüncü dünya savaşı senaryolarında bile orman yangınları, ülkelerin en zayıf noktalarına saldırı amacıyla kullanılabilir. Bu da yangınlarla mücadelede sadece söndürmenin değil, istihbarat ve güvenlik stratejilerinin de devreye sokulmasını zorunlu kılıyor. NASIL MÜCADELE EDİLMELİ? ŞEFFAF İHALE SİSTEMİ: Helikopter ve uçak kiralama ihaleleri kamuoyuna açık şekilde yayınlanmalı, maliyetler denetlenebilir olmalı. KALICI YATIRIM: Sürekli kiralama yerine, Türkiye kendi yangın söndürme uçak filosunu güçlendirmeli. TEKNOLOJİ: Drone’lar, uydu takip sistemleri ve yapay zekâ destekli erken tespit kameraları yaygınlaştırılmalı. HALK KATILIMI: Orman köylerinde gönüllü ekipler kurulmalı, mobil ihbar hatları güçlendirilmeli. GÜVENLİK: Sabotaj amaçlı yangınları önlemek için istihbarat ağları ve uluslararası işbirlikleri artırılmalı. Türkiye’de orman yangınları artık yalnızca ekolojik bir felaket değil; milyarlarca liralık helikopter kiralamaları, rant iddiaları ve sabotaj riskiyle ulusal güvenlik boyutu olan bir krize dönüşmüş durumda. Yangınlarla mücadelede meclis komisyonu, şeffaflık, yerli uçak yatırımları ve güvenlik stratejileri devreye girmeden, her yaz aynı felaketleri yaşamak kaçınılmaz görünüyor.Bizden Uyarması Saygılarımla