Sosyolog Dr. Berat Dağ: “Türkiye’de Suç Oranlarında 10 Yılda Yüzde 108 Artış Var”

YAŞAM 05.09.2025 - 11:50, Güncelleme: 05.09.2025 - 11:50
 

Sosyolog Dr. Berat Dağ: “Türkiye’de Suç Oranlarında 10 Yılda Yüzde 108 Artış Var”

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümünden Dr. Berat Dağ, Türkiye’de suç oranlarında yaşanan artışı değerlendirdi. Dr. Dağ, hem niceliksel hem de niteliksel olarak suç yapısında önemli bir dönüşüm yaşandığını belirterek, “10 yıl içinde suç oranlarında yüzde 108’lik bir artışın olduğu görülüyor. Erkek hükümlüler her yıl bu mevcut toplamın yüzde 95’inden fazlasını oluşturuyor” dedi.

SUÇ ORANLARINDA DÖNÜŞÜM YAŞANIYOR Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2011 yılında 128 bin 253 kişinin cezaevine girdiğini, bu sayının 2020 yılında 266 bin 831’e ulaştığını hatırlatan Dr. Dağ, “Bu tablo suç oranlarında dramatik bir artışa işaret etmektedir. Erkek hükümlüler toplamın büyük çoğunluğunu oluştururken, kadın hükümlü sayısında da iki kata yakın bir artış vardır. Bu veriler, Türkiye’de son dönemde genel suç oranlarında ciddi bir yükselişi ortaya koymaktadır” ifadelerini kullandı. EN ÇOK İŞLENEN SUÇLAR YARALAMA VE HIRSIZLIK Türkiye’de cezaevine girenlerin suç türlerine göre dağılımını da değerlendiren Dr. Dağ, “2020 verilerine göre, en çok işlenen suçların başında kasten yaralama ve hırsızlık geliyor. 40 bin 445 kişi kasten yaralamadan, 39 bin 279 kişi ise hırsızlıktan hüküm giymiştir. Bu suçları uyuşturucu madde ticareti, uyuşturucu kullanımı ve dolandırıcılık takip etmektedir. Öte yandan cinayet suçlarında uzun vadede bir düşüş dikkat çekmektedir. 2006’da 3 bin 20 olan cinayet vakası, 2020’de 2 bin 75’e gerilemiştir” dedi. GENÇLER ARASINDA SUÇA YÖNELİM ARTIYOR 15-17 yaş grubundaki gençlerin de suça daha fazla karıştığına dikkat çeken Dr. Dağ, “2020 verileri, sadece bu yaş grubunda yaklaşık 8 bin 500 gencin hırsızlık, yaralama ve uyuşturucu suçlarından cezaevine girdiğini göstermektedir. Bu durum gençlik döneminde suça yönelimin arttığını açıkça ortaya koymaktadır. Bu nedenle hem hukuki önlemlere hem de sosyal politikalara acil ihtiyaç vardır” diye konuştu. BÖLGESEL FARKLILIKLAR ÖNE ÇIKIYOR Türkiye’de suç oranlarının bölgesel farklılıklara göre değişiklik gösterdiğini aktaran Dr. Dağ, Erzurum’da yürütülen “Huzurum Erzurum” projesini örnek gösterdi. “Bu proje sayesinde kentte mal varlığına karşı işlenen suçlarda yüzde 34, kişiye karşı işlenen suçlarda ise yüzde 5 oranında azalma sağlanmıştır. Ayrıca hırsızlık suçlarının aydınlatılmasında Erzurum Türkiye birincisi olmuştur” dedi. SİYASİ VE EKONOMİK EŞİTSİZLİKLER SUÇU BESLİYOR Suç oranlarının artmasında kentleşme sorunları, göç ve eşitsizliklerin önemli rol oynadığını belirten Dr. Dağ, “Her bireyin hem özel hem de kamusal alanda eşit ve özgürce var olabilmesi çok önemlidir. Toplumsal dayanışmanın güçlendirilmesi, suç oranlarının azalmasına katkı sağlayacaktır” ifadelerini kullandı. CEZAEVLERİNDE KAPASİTE AŞIMI Türkiye’deki cezaevlerinin kapasite sorununa da değinen Dr. Dağ, “2020 itibarıyla kapasite yaklaşık 230 bin kişiyken, bugün bu sayı 266 bini aşmış durumda. Yeni cezaevleri inşa edilmesine rağmen kapasite aşımı sorunu devam etmektedir. Bu nedenle sadece yeni cezaevleri yapmak değil, suçu önleyici toplumsal çözümler geliştirmek gereklidir” diye konuştu. “GÜVEN, EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜK OLMADAN SUÇ SORUNU ÇÖZÜLMEZ” Dr. Dağ, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’de cezaevinde olan nüfus artıyor. Bu sonuç, suçun sosyolojik temellerine yeterince odaklanılmamasından kaynaklanıyor. Suç sorununa yönelik tedbirler alınıyor ama kalıcı bir çözüm üretilemiyor. Toplumsal yaşamın her alanında güven, eşitlik ve özgürlük değerleri sürekli hale getirilmedikçe suç sorunu artarak devam edecektir.”Kaynak: turizmajansi
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümünden Dr. Berat Dağ, Türkiye’de suç oranlarında yaşanan artışı değerlendirdi. Dr. Dağ, hem niceliksel hem de niteliksel olarak suç yapısında önemli bir dönüşüm yaşandığını belirterek, “10 yıl içinde suç oranlarında yüzde 108’lik bir artışın olduğu görülüyor. Erkek hükümlüler her yıl bu mevcut toplamın yüzde 95’inden fazlasını oluşturuyor” dedi.

SUÇ ORANLARINDA DÖNÜŞÜM YAŞANIYOR

Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2011 yılında 128 bin 253 kişinin cezaevine girdiğini, bu sayının 2020 yılında 266 bin 831’e ulaştığını hatırlatan Dr. Dağ, “Bu tablo suç oranlarında dramatik bir artışa işaret etmektedir. Erkek hükümlüler toplamın büyük çoğunluğunu oluştururken, kadın hükümlü sayısında da iki kata yakın bir artış vardır. Bu veriler, Türkiye’de son dönemde genel suç oranlarında ciddi bir yükselişi ortaya koymaktadır” ifadelerini kullandı.

EN ÇOK İŞLENEN SUÇLAR YARALAMA VE HIRSIZLIK
Türkiye’de cezaevine girenlerin suç türlerine göre dağılımını da değerlendiren Dr. Dağ, “2020 verilerine göre, en çok işlenen suçların başında kasten yaralama ve hırsızlık geliyor. 40 bin 445 kişi kasten yaralamadan, 39 bin 279 kişi ise hırsızlıktan hüküm giymiştir. Bu suçları uyuşturucu madde ticareti, uyuşturucu kullanımı ve dolandırıcılık takip etmektedir. Öte yandan cinayet suçlarında uzun vadede bir düşüş dikkat çekmektedir. 2006’da 3 bin 20 olan cinayet vakası, 2020’de 2 bin 75’e gerilemiştir” dedi.

GENÇLER ARASINDA SUÇA YÖNELİM ARTIYOR
15-17 yaş grubundaki gençlerin de suça daha fazla karıştığına dikkat çeken Dr. Dağ, “2020 verileri, sadece bu yaş grubunda yaklaşık 8 bin 500 gencin hırsızlık, yaralama ve uyuşturucu suçlarından cezaevine girdiğini göstermektedir. Bu durum gençlik döneminde suça yönelimin arttığını açıkça ortaya koymaktadır. Bu nedenle hem hukuki önlemlere hem de sosyal politikalara acil ihtiyaç vardır” diye konuştu.

BÖLGESEL FARKLILIKLAR ÖNE ÇIKIYOR
Türkiye’de suç oranlarının bölgesel farklılıklara göre değişiklik gösterdiğini aktaran Dr. Dağ, Erzurum’da yürütülen “Huzurum Erzurum” projesini örnek gösterdi. “Bu proje sayesinde kentte mal varlığına karşı işlenen suçlarda yüzde 34, kişiye karşı işlenen suçlarda ise yüzde 5 oranında azalma sağlanmıştır. Ayrıca hırsızlık suçlarının aydınlatılmasında Erzurum Türkiye birincisi olmuştur” dedi.

SİYASİ VE EKONOMİK EŞİTSİZLİKLER SUÇU BESLİYOR
Suç oranlarının artmasında kentleşme sorunları, göç ve eşitsizliklerin önemli rol oynadığını belirten Dr. Dağ, “Her bireyin hem özel hem de kamusal alanda eşit ve özgürce var olabilmesi çok önemlidir. Toplumsal dayanışmanın güçlendirilmesi, suç oranlarının azalmasına katkı sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.

CEZAEVLERİNDE KAPASİTE AŞIMI
Türkiye’deki cezaevlerinin kapasite sorununa da değinen Dr. Dağ, “2020 itibarıyla kapasite yaklaşık 230 bin kişiyken, bugün bu sayı 266 bini aşmış durumda. Yeni cezaevleri inşa edilmesine rağmen kapasite aşımı sorunu devam etmektedir. Bu nedenle sadece yeni cezaevleri yapmak değil, suçu önleyici toplumsal çözümler geliştirmek gereklidir” diye konuştu.

“GÜVEN, EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜK OLMADAN SUÇ SORUNU ÇÖZÜLMEZ”
Dr. Dağ, sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye’de cezaevinde olan nüfus artıyor. Bu sonuç, suçun sosyolojik temellerine yeterince odaklanılmamasından kaynaklanıyor. Suç sorununa yönelik tedbirler alınıyor ama kalıcı bir çözüm üretilemiyor. Toplumsal yaşamın her alanında güven, eşitlik ve özgürlük değerleri sürekli hale getirilmedikçe suç sorunu artarak devam edecektir.”Kaynak: turizmajansi

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sonalanya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.