Bayrak kelimesi deyince hemen devletler ve milletler akla gelir. Bağımsızlık mücadelesini kazanmış her devleti sembolize eden bir bayrak ve bayrağın üzerinde o devlet sınırları içinde yaşayan insanları! inançlarını! tarihi geçmişlerini sembolize eden simgeler vardır.  

Çağlar öncesinden gelen bir gelenekle herkes kendi bayrağını oluştururken o bayrak! dalgalandığı topraklarda yaşayan nesillere bir kutsal sembol olarak takdim edilir. O ülkenin insanları bayraklarını bir namus! bir onur simgesi olarak görür ve onu yüceltmek için çaba gösterir! gerekirse onun için canlarından bile olurlar.     

Milletler bayraklarını şiirlerle! tiyatrolarla! sanatın birçok alanındaki yapıtlarla! bayrak uğruna yapılan mücadelelerini abartılı bir şekilde anlatan hikâyeler ve filmlerle destanlaştırırlar. Hatta bayrak! o milletin adeta bağımsızlığının ve özgürlüğünün sembolü olur. Öyle ki bayrak onların yaşama sevinçlerinin bahanesi olur.     

Bu girişten sonra konumuza dönersek; bu yazımda dört bayrak ile gelen bir ittifaka değinmek istiyorum. Bu ittifak yıllardır özlenen bir İslam Birliği ittifakıdır. Türk milliyetçilerinin nasıl asırlardır bir mefkûre haline getirdikleri bir ‘Kızılelma’ ütopyası varsa; ümmetçilerin de ütopyası İslam Birliği’dir. Ülkemizde geçmişte bunun için mücadele eden siyasi liderlerimizin olduğunu yakın tarihimizden biliyoruz. Ancak yapılan tüm çabalar! kat edilen yollar çeşitli Ali Cengiz/Bizans oyunlarıyla sekteye uğradı. Ancak evrilen ve değişime uğrayan dünya ve günün şartlarının! yıllardır istenilen bu birliği doğal bir şekilde gerçekleştirdiğini görüyoruz.     

Kardeş ülke Azerbaycan’ın! otuz yıldır işgal ve zulüm altında olan toğrağı Karabağ’a yönelik başlattığı ve ‘Azadlık Muharebesi’ olarak adlandırabileceğimiz harekâtına  Türkiye ile birlikte asırlardır aynı sevinçleri ve kaygıları paylaşan dost ve güçlü ülke Pakistan’ın ve yıllardır acılardan ve işgallerden kurtulmadığı halde dimdik ayakta duran Afganistan’ın destek vermesi; İslami Birlik mefkûresine gönül bağlayanların yüreklerindeki umudu yeniden yeşertmiştir.       

Bayraklarındaki sembolleri neredeyse aynı olan Türkiye! Pakistan ve Azerbaycan’la birlikte tarihsel bağlarımızın güçlü olduğu Afganistan’ın da ittifaka katılmasıyla ümmetçilerin hayalî ‘Kızılelma’ mefkûreleri meyve mi vermeye başladı? Bu birlikteliğin gücü küçümsenmeyecek kadar fazla. Gerek askeri ve gerekse coğrafi zenginlikler ilerde adı konulmamış bu birliğe yeni isimlerin de katılmasına vesile olabilir.       

Bu ittifakı bozmaya yönelecek birçok şer güç ortaya çıkacak muhakkak. Bu ittifak! başta İslam ülkelerinin topraklarına yönelik yapılan saldırılarda hemen bir araya gelen “Haçlı Zihniyeti”nin bayraktarlığını yapan ülkeleri ciddi korkutacaktır. Karabağ’daki işgalci devlet olan Ermenistan misali! Filistin topraklarını işgal eden İsrail ve Ege’de! Akdeniz’de burnumuzun dibindeki adaları işgal altında tutan Yunanlar da korkacaktır. Bu korkan devletler dört bir yandan İslam ittifakının bozulması için ellerinden geleni yapacaklardır. Bunlar! yanlarına kukla Arap ülkelerinin liderlerini de alacaklardır. Nice Bizans oyunlarına ve hilelerine başvuracaklardır. Ancak herkesin bir oyunu olsa da Yaratan’ın bir planı olduğunu unutmamak gerekir. Burada en büyük iş bu bayrağın altında yaşayan insanlara ve bizi temsil eden hükümetlere ve devlet adamlarına düşmektedir. Önemli olan bu dört bayrağın mensubu ülkelerin karar mekanizmalarındaki insanların dirayetli ve basiretli hareketleridir.     

Kısa zaman önce “Mavi Vatan”ımız olan Akdeniz’de gasbedilen haklarımızı ararken! Yunanistan’a destek olarak! reklam olmasın diye adını zikretmek istemediğim Haçlı Zihniyeti mensubu Avrupa ülkeleriyle birlikte Ermenistan’ın da bize tepki göstermesi manidardır. Hiçbir bağlantısı olmadığı halde Ermenistan’ın bizim kıta sahanlığımız içindeki enerji aramalarımıza tepki koyması aklımıza “Küfür tek millettir.” prensibini getiriyor. İşgalci bir devlet olan Ermenistan’ın bu tepkisi! kendisi gibi işgalci durumunda olanlara da destek vermesi gayet normaldir. Ancak! ‘Allah’ın izniyle Ermenistan’ın işgalciliği kısa zamanda biterken! Akdeniz ve Ege’de işgal altındaki sahalarımızın! hatta adaların da azadlığına neden olmasını sağlar’ (Kim diyor?)diyorum; dört bayraklı bir ittifakın nice bayraklarla süslenmesini; BM Hristiyan Birliği’ne alternatif olacak bir İslam Ülkeleri Birliği oluşmasını da temenni ediyorum.