“Sabır ve namaz ile Allah’tan yardım isteyin.
Şüphesiz o (sabır ve namaz), Allah’a saygıdan
kalbi ürperenler dışında herkese zor ve ağır
gelen bir görevdir.”(Bakara 45. Ayet)
İslam hayatın merkezine namazı koyar ve
bununla birlikte namazın da olabilmesi için
kıratı yani kuran okumayı emreder. Bu iki
unsur hiçbir şekilde ihmal edilemez
hayatımızdan çıkarılamaz. Bu sebepledir ki:
Peygamber Efendimiz (s.a.v) :’’Evlerinizi
Namazla ve kuran okumakla
nurlandırın’’.buyurur.

Namaz kılan insan, günde beş defa Allah’ın
aldığı kulluk yoklamasında ben de varım
diyebilen kişidir. Namaz kılmak işimin,
evladımın, dersimin ve bindir meşgalemin
arasında beni yaratan ve nimetlendiren
Rabbimi unutmadım diyebilmektir.
Annemizin, babamızın, işverenimizin veyahut
değer verdiğimiz birinin bizi çağırdığını
duysak ve ricası olduğunu bilsek ona dönüş
yapmazsak hatta görmezden gelsek ne kadar
kırıcı ve kötü olurdu.

Oysa kâinatın efendisi,
Rabbimiz, dünyadaki bütün yaratılmışlara
merhamet eden zatı pratikte görmezden,
duymazdan gelmek ve emirlerini yok saymak
ne kadar akla ve ahlaka uygun bir durumdur?
Rabbimizi hakkıyla tanımış olsaydık böyle bir
hezeyana düşer miydik?

O Allah ki:
• Her türlü eksikten uzak,
• Güven veren koruyan,
• Kudret ve azamet sahibi,
• Her şeyi uyumlu ve kusursuz yaratan,
• Her şeyi gören ve gözetendir…
O ki bizlere kaldıramayacağımız hiçbir yükü
yüklemeyendir. Bizleri yaratıp, imtihanda da
yalnız bırakmamıştır. Ayetleriyle kendinden ve
hikmetli buyruklarından bizleri haberdar
etmiştir. Peygamberlerini bizlere birer rehber
ve yol gösterici olarak göndermiştir.
Dualarımıza cevap verip bizleri nim
etlendirmiştir.

Öyle ise bize düşen ezanla irkilip, suyla abdest
alıp temizlenip, günde beş defa Allah’ın
huzuruna çıkıp ibadetimizi yapıp, şükrümüzü
sunmaktır.

Allahuekber (Allah enbüyüktür) diyerek
tekbirle dünyayı elimizin tersiyle arkaya iterek
huzura çıkarız. Semi’allahulimen hami deh
(Allah kendine hamd edeni işitir) derken
Allah’ın yoklamasında var olmanın huzurunu
hissederiz. SübhaneRabbiyelAziym ve
SübhaneRabbiyelAla derken yüce ve büyük
olan Allah’ın her türlü kusurdan uzak olduğunu
zikrederiz ve namazın sonunda Allah’ın
selamıyla huzurdan diğer vakitte buluşmak
üzere ayrılırız.

Peygamberimiz (sav), beş vakit namazını
kılan kimseyi günde beş defa bir nehirde
yıkanan kimseye benzetmiştir: “Ne dersiniz?
Birinizin kapısının önünde bir ırmak olsa ve
burada günde beş defa yıkansa bu kimsede hiç
kir bırakır mı? (Sahabe): “Hayır hiç bir kir
bırakmaz’ diye cevap vermeleri üzerine
Hazreti Peygamberimiz: “İşte beş vakit namaz
da böyledir. Allah, bu sebeple günahları
temizler, yok eder” buyurdular. Buhari
Müslümanlar olarak namazın hikmetini idrak
etmeliyiz;

• Başta Rabbimize kulluk vazifemizi
yerine getirip onun rızasını kazanmak
için namaz kılmalıyız.
• Namaz kılarak büyüklenme
hastalığında kurtulur ve Rabbimiz ile
bağlarımızın güçlenmesine vesile olur.
• Namaz insanı kötülüklerden alı koyar,
• Namaz imanın kalbe yerleşmesinde
yardımcı olur.

• Namaz insanı ahirete hazırlar, hem
kabir de hem de ahirette insanoğlunun
yüzünü güldürür.
Yazımızı İbrahim suresi ayet 40 da bulunan
özel bir duayla sonlandırmak istedim: “Ey
Rabbim! Beni ve soyumdan gelecek olanları
namazı devamlı kılanlardan eyle; ey Rabbimiz!
Duamı kabul et!