00
Haber Detayı
02 Ocak 2022 - Pazar 10:44
 
40 yıldır unutulan sanatı, 150 yıllık tezgahta canlandırdı
150 yıllık tarihi el tezgahında 30 yıldır dokumacılık yapıyor Antalya’nın İbradı ilçesinde yaşayan Nevin Peşmen, 150 yıllık tarihi el tezgahında Ormanaya özgü geleneksel el sanatlarından olan bez dokumacılığı yapıyor.
KÜLTÜR Haberi
40 yıldır unutulan sanatı, 150 yıllık tezgahta canlandırdı

63 yaşındaki Nevin Peşmen, Ormana’ya özgü geleneksel el sanatlarından olan bez dokumacılığını yaşatmaya çalışıyor. Atalarından kalma 150 yıllık dokuma tezgahında, 300 yıl öncesinin kıyafetleri ve iç çamaşırlarının yanı sıra gelinlik kızların çeyizleri için hazırlanan peşkir, havlu ve sehpa örtüleri gibi ipek ipliklerden çeşitli motifler işleyerek dokuyor. Çam ağacından yapılmış yaklaşık 150 yıllık el tezgahı ile teknolojiye direnen Peşmen, günde 3 saat atölyesinde vakit geçiriyor. Eski yöntemlerle tarihi çarkta makarasına ip saran Peşmen, 150 yıllık el tezgahının başına geçip, mekiğini ip ve dizgilerinin arasına bırakıyor. Peşmen, 2 günde bir masa veya koltuk örtüsü üretiyor.

“Tezgahın eksik parçalarını marangoz olan eşim yaptı”
Ormana’da bir komşularının evinde atıl durumda bulunan dokuma tezgahını topladıklarını anlatan Peşmen, “Komşumuzun atalarından kalan ve atıl durumda bulunan yaklaşık 150 yıllık tezgahı aldık. Tezgahın bazı parçaları eksikti. Eşim marangozluk mesleği yapıyor. Eksik olan parçalarını eşim yeniden tamir ederek tezgahı topladı. Tezgahı çalışır hale getirdi” dedi.

 

“40 yıldan sonra yeniden canlandı”
Ormana’da kendisinin mesleğe başlamadan 40 yıl önce dokuma işinin bırakıldığını anlatan Peşmen, “Ben mesleğe başlayalı 30 yıl oldu. Ben bu mesleğe başlamadan 40 yıl önce bu bu meslek bırakılmış. Ormana’da Dürdane Çevik isimli bir ablamızın kültürel mirasımızı yeniden canlandıralım diye ortaya çıkması ile bu mesleğe atıl durumda olan tarihi tezgahta yeniden başladık. Atıl durumdaki tezgahı marangoz olan eşim çalışır hale getirdi. Eskiden dokumayı bilen Ormana’lı Feriha Kocakulak ablamız çocukluğundan aklında kalanı ile bize gösterdi. Bu göstermesi kısa bir süre oldu. Daha sonra biz kendi çabalarımız ile yeniden dokumaya çalıştık ve ortaya çıkardık. O zamanlarda açılan kursta ablam ile ikimiz çıktık. Başka kimse çıkmadı. Kimse heves etmedi. Kendi çabalarımız ile, kendi imkanlarımızla, mantığımızı kullanarak, sorarak hayata geçirdik. O günden bu yana ablam ile birlikte bu dokuma işini ilkokulun üst katında bir odada kurulan iki tarihi tezgah ile devam ettiriyoruz” dedi.

"Evdeki işleri bitirip tezgahın başına geçiyorum”
Masa, yatak örtüsü, perde ve benzeri 15 çeşit model ürettiğini dile getiren Peşmen, “Bir günde yaklaşık 2-3 metre dokuma yapıyoruz. Dokuma modeline göre bazen 10-15 gün uğraştığımız oluyor. Çalışmamıza göre değişiyor. Evdeki işlerimizi bitirip tezgahın başına geçiyoruz. Dokuma şekline göre, desenlerimize göre, ipeğe ve pamuğa göre uzunluğuna kısalığına göre değişiyor” diye konuştu.

 

“Gılamık dokuma Kültürel Mirasa girdi”
Gılamık dokuma geleneğinin 300 yılı aşkın bir gelenek olduğunu anlatan Peşmen, “Bu yaptığımız dokumaları ebelerimiz, ninelerimiz ve teyzelerimiz örtü olarak kullanırlardı. Bize de bu miras kaldı. Bunu canlandırdık. İpek ve pamuk karışımı yapıyoruz. Bizim bu dokumalarımız Ormana Özgüven Vakfı ve Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü girişimleri ile Türkiye kültürel mirasına alındı. Ormana Gılamık dokuması Cumhurbaşkanlığı himayesi altına da alındı ve bu vesile ile Ankara’da sergisi gerçekleştirildi. Türkiye Dokuma Atlasında 'Anadolu’nun Miras Kumaşları' adı altında yayınlandı” şeklinde konuştu.

“Dokumadan yapılan 300 yıllık gömlek”
300 yıllık gömleğin sergilendiğini belirten Çevik, “Ormana’da bulunan sandıklarda bulunan eski ipekleri bana getiriyorlar. Çürümeyenleri kullanıyoruz. Diğerlerini sergiliyoruz. Eski örtüleri, dikilen elde dokunmuş sandıklarda saklanan 300 yıllık yakalı gömlekleri bana getiriyorlar. Bunları topluyorum ve bu örneklere göre de dokuma yapıyorum. Eski tarihi dokumaları ise sergiliyorum” diye konuştu.

 

“Gılamık Dokuma”
Gılamık Dokumanın adı; Antalya’nın Ormana yöresinde koza ipeği anlamındaki glamık kelimesinden gelmekte. Ayrıca “Kılamuk”, “Gılamuk”, “Gılamıklı”, “Kılamuklu” isimleriylede bilinmektedir. Günümüzde daha çok ev tekstili olarak kullanılan Gılamık Dokuması’nın yöredeki geçmişinin uzun yıllar öncesine dayandığını gösteriyor. Bir süre yörede dokunmadığı tespit edilen Gılamık Dokuması, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve İbradı’nın Ormana Mahallesi Özgüven Vakfı’nın çabaları ile yeniden yaşatılmaya çalışılıyor.

 

Glamık Dokuma; pamuk çözgü ve ipek atkı iplikleri ile bezyağı dokuma örgüsünde yaklaşık olarak 40-45 santim eninde dokunmaktadır. Dokuma üç parça halinde dokunduktan sonra dikilerek bir araya getirilerek kullanılmakta. İpliklerin inceliği ve bükümüne göre, ince ve kalın kumaşlar dokunmaktadır. Gılamık Dokuması eskiden ipek ve pamuk malzeme ile dokunurken artık suni ipek, keten ve pamuktan dokunmaktadır. Dokumada doğal beyaz renkte ipek ve pamuk iplikler kullanılmaktadır. Gılamık Dokuması’nın yörede bulunan mevkilere isimleri verilen Karadağ, Çatal Oluk, Yeni Çatal Oluk, Sınat, Eski Model, Enif Model, Kızılağaç, Söğüt adı verilen desenleri var. Gılamık Dokuması başörtüsü, entari, çarşaf, örtü olarak kullanılıyor.

Kaynak: Editör: Hamdi Acet
Yorumlar
Haber Yazılımı 0