00
|
||
![]() |
YAZDI TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR? | |
Mustafa Mete Islamoglu | ||
GİRİŞ: Ne yazık ki: yılın ortasına gelmiş bulunmaktayız. Birçokları hedeflerine ulaşamadı, yatırımlarını erteledi büyümesini durdurdu. Peki neden? Sektör bu denli büyürken yerli üretici veya sağlık hizmet üreticisi bu sıkıntıları yaşıyor. Birçok sebebi var tabii. Gerek dış politika eksenli ihracat kanallarının tıkanması, gerek iç piyasadaki yatırımın global firmalar üzerinden tedarik edilmesi gerekse Halk Sağlığı, Hudut Sahilleri gibi kurumların toplu mal alımı. Bu saydıklarımdan hepsi birer etken fakat bu işin temelinde başka nedenler olmalı. Sanırım biz sağlık hizmet üreticileri iş yapma modellerini gözden geçirmeli ve tedarik sürecinde daha fazla yer almalı diye düşünmekteyim. Nasıl mı? Eski bakan görevi devrederken ilginç bir konuyu dile getirdi tabi o günün hengamesinde basın, bu açıklamayı yeterince yansıtamadı.
Neydi bu: ‘Sağlık sektörü tüketerek büyümekten vazgeçmeli üreterek büyümeli’. Evet maalesef tüketerek büyüdük, firmalarımız tabir caizse kendilerini, iyi bir diyet programına almalı. Bayiliklerini, distribütörlüklerini yeni açılacak şehir hastaneleri satın alma ver tedarik sistemine göre adapte ederek gözden geçirmeli. Üreticilerimiz ise son günlerde hükümetimiz tarafından atılan pozitif adımlar ile birlikte yeni ihracat kanalları oluşturmalı, birleşmekten korkmadan Ar-Ge faaliyetlerine daha çok yatırım yapmalı.
Sağlık hizmet sunucuları tıbbi cihaz ve medikal planlama maliyetlerini gözden geçirmeli. Ayrıca ülkemiz önemli bir destinasyon. Yeni açılacak havalimanı ile beraber günlük 50 – 60 bin kişinin aktarma yapacağı ve bu yolcuların 10’unun ülkemizde en az 1 gün konaklayacağı söylenmekte. İşte bu sebepten dolayı sağlık hizmet sunucuları sağlık turizmime yönelik faaliyetlerini gözden geçirmeli bu alana gerekli personel ve teknoloji yatırımı yapmalıdır.
Tabi bu dönüşüm kolay değil. Ama hep beraber bir vizyon değişikliği şart. Burada iş birazda meslek örgütlerine düşüyor. Bu güne kadar bürokrasi ile o kadar meşgul idiler ki belki de üyelerinin hayatta kalma mücadelesinin farkına varamadılar. Bu aynı zamanda bir öz eleştiridir, sakın kimse kızmasın lütfen. Üyelerimizin işlerinin iyi gitmesi için çalışmak bizlerin görev alanı içerisindedir.
Çok karamsar tablo çizmek istemem ama bazen silkinip, sektöre biraz dışardan bakma aslında ne kadar çok fırsat olduğunu görmemizi sağlayacaktır. Tabi devlet bizim tek satın alıcımızdır ve elbette sektöre katkısı büyüktür bu yadsınamaz. Fakat iş adamının her şeyden önce morale motivasyona ihtiyacı vardır. Sayın siyasi büyüklerimden bu gerçeği sık hatırlamalarını ve açıklamalarında sağlık sektörünün gerek imalatçı gerek hizmet sunucularının ülke için ne kadar önem arz ettiği konusuna değinmeleri şarttır ve zorunluluktur.
Türkiye’nin yaptığı tıbbi malzeme yardımları neler? Peki, bu yardımların Türkiye'nin dış politikasındaki yeri ne? Uluslararası ilişkiler uzmanları, Türkiye’nin koronavirüs yardımlarını DW Türkçe’ye değerlendirdi. Türkiye'nin koronavirüs salgınında diğer ülkelere verdiği destek ve gönderdiği yardımlar sık sık gündeme geliyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Çarşamba günü yaptığı açıklamada "Kendimizin tıbbi ekipman ihtiyacı olmasına rağmen İngiltere, İtalya ve İspanya gibi önemli müttefiklerimizin de aralarında bulunduğu 34 ülkeye yardım elimizi uzattık" şeklinde konuştu. Bu açıklamadan sonra da yardımlar devam etti ve en az 40 ülkeye ulaştı. Çin ve ABD’nin ardından, Türkiye’nin dünyada en çok yardım yapan üçüncü ülke olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, 104 ülkeden yardım talebi olduğunu belirtmişti. Peki, Türkiye şimdiye kadar hangi ülkelere yardım yaptı? Hangi ülkeye ne kadar yardım malzemesi gönderdi? Bu yardımlar hangi kurumlar aracılığıyla yapıldı? DW Türkçe bu konuları araştırdı ve yardımların Türkiye’nin dış politikasındaki yerini uzmanlara sordu.
Hangi yardım malzemeleri gönderiliyor? Ancak Endonezya’da cami temizliği ve ilaçlama, Yemen’de sağlık çalışanlarına eğitim, Sudan’da 3D yazıcısının bağışı, Romanya’da sağlık ocağı yenilenmesi ve Gazze’de hastane hibe edilmesi gibi örnekler de, Türkiye’nin COVID-19 kapsamında yaptığı tıbbi ürün ve hizmet yardımları dahilinde. Bu yardımların ulaştırılması TİKA, Kızılay, Sağlık Bakanlığı, Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı gibi farklı kurumlar aracılığıyla koordine ediliyor. Libya, Kuzey Makedonya ve Bosna-Hersek gibi bazı ülkelere ise birkaç farklı kurumlar yardım gönderebiliyor.
Türkiye’nin NATO aracılığıyla yardım yolladığı ülkeler arasında İngiltere, İspanya, İtalya, Bosna-Hersek, Kuzey Makedonya ve Karadağ da yer alıyor. NATO açıklamasına göre Türkiye, İspanya ve İtalya’ya toplam 450 bin maske yolladı. Ayrıca İngiliz yetkililer ülkeye ulaşan iki askeri kargo uçağının bir tanesinin içerisinde 250 bin adet kişisel koruyucu ekipman bulunduğunu belirtti.
Türkiye kendi sınırları içerisinde maske dağıtımına devam ederken, aynı zamanda yurtdışına da üç katlı cerrahi maske, ENI149, N95 ve bez maske gibi farklı özellikte maskeler gönderiyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamasına göre, Türkiye’den iki milyon maske talep eden Almanya’ya da bu ürünlerin yakın zamanda satılması planlanıyor. Aralarında Özbekistan, Sri Lanka, Moğolistan, Uganda ve Macaristan’ın da bulunduğu birçok ülkede ise Türkiye yerel imkanlarla maske üretimini destekliyor.
COVID-19 testleri de yardım olarak yurtdışına gönderilen ürünler arasında. Ulaşılan resmi belgelere göre bugüne kadar Kolombiya’ya 26 bin 250, Sırbistan’a bin 500 ve İran’a bin adet test gönderildi. Sağlık Bakanı Koca, ayrıca talep doğrultusunda ABD’ye de 500 bin testin satıldığını belirtti.
Prof. Dr. Murat Somer “Türkiye kaynaklarının önemli bir bölümünü yurtdışındaki insani faaliyetler için kullanmalı mı, kullanmamalı mı? Bu Türkiye’de toplumun vermesi, en azından onaylaması gereken bir karar” diyen Somer, hukuk devletlerinde ve demokrasilerde siyasi kararların, denge ve denetleme mekanizmaları dahilinde ve toplumsal mutabakat ile alınması gerektiğine dikkat çekiyor. Yardım kararlarının şeffaf bir şekilde alınmadığını düşünen Somer, bu durumun yolsuzluk ve siyasilerin şahsi çıkarları için kullanılabileceğinin de altını çiziyor.
Yardım yapılan ülkelerin çeşitliliğini vurgulayan Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Faik Demir’e göre ise, "Tarihsel bağlamda, geçmişten beri, Türkiye’nin Osmanlı’dan devraldığı, kriz ve zor zamanlarda insanlara el uzatma alışkanlığı var." Yapılan yardımların hem sembolik hem de hızlı sonuç verecek yanları olduğunu belirten Demir, aynı zamanda Türkiye dahil hiçbir devletin ulusal çıkarının sadece ülke sınırlarının güvenliğine bağlı olmadığını ve küresel sistemde dayanışmanın şart olduğunu belirtiyor.
ALLAH SONUMUZA HAYIRLAR HALK EYLEYE. NEREYE GİTTİĞİMİZİ RABBİM İYİ BİLİR. |
||
Etiketler: YAZDI, TÜRKİYE, NEREYE, GİDİYOR?, , |
|