00
Yazı Detayı
09 Mart 2021 - Salı 09:04
 
ÇOCUKLARIMIZA KARŞI SORUMLULUKLARIMIZ
Tevfik Karakuş
 
 

Evliliğin ana gayesi nesillerin devamını sağlamaktır. İnsanoğlu geride bıraktığı nesille soyunu devam ettirir. Bu sebepledir ki Allah insanların fıtratına çocuk sevgisini, insan sevgisini yerleştirmiştir. Bu sevgiden dolayı anne ve babalar bütün zorluklara ve sıkıntılara katlanırlar.


Kuranı kerimde belirtildiği gibi: ‘Mal ve evlatlar dünya hayatının süsüdür’. Dünyanın süsü olan bu evlatlara karşı dinimize göre anne ve babanın sorumlulukları vardır. Bu sorumluluklar nelerdir? Peygamber efendimiz (s.a.v) bu konudaki tavsiyeleri nelerdir?
Müslüman bir anne ve babanın yeni doğan çocuklarına karşı görünüşte doğumdan sonra başlar gibi görünse de aslında ana rahminde, hatta eş seçiminden itibaren başlar. Mümin bir insan eş seçerken peygamber efendimiz  (s.a.v) şu hadisini dikkate alarak seçimini yapması lazım.


Peygamber efendimiz (s.a.v) :’Bir kadınla dört özelliği için evlilik yapılır. 1-Zenginliği için 2-soyu, nesebi için 3- Güzelliği için 4- Dindarlığı için. Sen dindar olanı seç ki elin bereketlensin.’ Buyurur. (Buhari). Böylelikle hadiste de belirtildiği gibi dindar bir eş seçerek doğacak olan çocuğuna karşı ilk sorumluluğunu yerine getirmiş olursun. 


Çocuk ana rahminde iken haramdan, gıybetten ve hasetten uzaklaşarak kötü hasletlerle beslenmemesini sağlamış olursun. Doğum süreci yanaşınca sevinçle ve heyecanla beklerken hep şöyle denilir: ‘Kız olsun erkek olsun eli ayağı düzgün olsun denilir’. Tabi ki bu eli ayağı düzgün olsunun altında çok şey yatar. 

Sağlıklı İşitmesi, görmesi, akıl sağlığının yerinde olması, fiziğinin düzgün olması vs. hasletler yatar. Doğumla birlikte bunları olumlu görünce anne ve babalar bundan dolayı kendisini ve çocuğunu yaratana, yani Allaha hamd ederler. Dolayısıyla doğum la birlikte sorumluluklarda artmış olur. 
Bunlar:

•1-Öncelikle Doğum gerçekleşince geçmiş olsun dileklerinden sonra anne tebrik edilir.

•2-Peygamber efendimizin sünneti olan tahnik (yani bebeğin ağız damağını tatlandırmak)  çocuk doğar doğmaz ağız damağı ezilen hurma ile tatlandırılır. Böylelikle de bebeğin anne sütü alması kolaylaştırılmış olur. Buda peygamber efendimizin sünnetidir.

•3-Daha sonra sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okunarak ismi konulur. Eğer kendimiz okuyabiliyorsak kendimiz, okuyamıyorsak bilen bir büyüğümüze, oda yoksa ehil birine götürülerek bu sünnet yerine getirilir. Konulan isimlerinde anlamı, güzel olan isimlerden olmalı. Çünkü dünyada ve kıyamet gününde bu isimlerle anılacağından dikkate almamızda fayda vardır. 


Örneğin: Peygamber efendimize getirilen bir çocuğa ezan ve kametten sonra Abdullah ismini koyar. Abdullah: Allah’ın kulu anlamında. Konulan ismin kuranda olması güzeldir, ancak konulan ismin kuranda olma zorunluluğu yoktur. Yeter ki anlamı güzel olsun. Peygamber efendimiz İsimlerinizi güzelleştiriniz buyurmuştur.


•4-Yedinci gününe geldiğinde şartları müsait olan sünnet olan akika kurbanını keser, bu kurbanın etini dağıtabileceği gibi yemek yapıp misafirlerine ikram edebilir. Saçları tıraş edilir ağırlığınca altın veya gümüş ihtiyaç sahiplerine verilir. Şartlar oluşmayınca bu işlemleri 14 gün sonra, 21 gün sonra, oda olmazsa buluğ çağına kadar bu sünnet yerine getirebilir. Ayrıca erkek çocuk için uygun zamanda sünnet yapılır.

•5-Dini ve beşeri ilimler eğitimi verilerek dinine, vatanına milletine anne, baba ve çevresine sadık bir evlat olarak yetişmesi sağlanır. Zamanı geldiğinde de kendisiyle huzur bulacağı bir eşle evlilik yaptırılır.


Yazıma bir alıntı yaparak katkı sağlamak istiyorum: Bir gün bir baba Hz. Ömer (r.a) ya gelerek oğlunun asiliğinden, serkeşliğinden, anne ve babasına asiliğinden bahseder. Bunun üzerine adalet sahi olan Hz. Ömer (r.a) adama oğlunu getirmesini ister, oda getirir. Sorumluluklarını ve haklarını hatırlatınca,
Oğlan cevap verir: Ey hat tabın oğlu adalet sahibi Halife Ömer, bir babanın evladı üzerinde hakları olurda evladın baba üzerinde hakları yok mu acaba? Hz. Ömer (r.a) evet vardır diye cevap verir. Onlar nelerdir diye sorunca Hz. Ömer (r.a) cevap verir ;


•1- Evlenirken kendisini araştırıp mümine bir anne seçmesi 


•2-Çocuğu doğunca ona anlamı güzel İslami bir isim koyması 

 

•3-Allahın kitabını ona öğretmesi bu haklardandır buyurur.
Oğlan bunları dinledikten sonra dedi ki: Ya Emir al müminin, doğrusunu söylersek bunların hepsinden babam ve annem sınıfta kaldı, çünkü bunların hiçbirini bana yapmadılar öğretmediler der. 


•Annem Mecusi bir kadındır: Ateşe tapan Allah inancı olmayan bir kadında, İslami ve itaatkâr bir evlat olur mu?


•Adımı cual koydu Cual: Arapçada anlamı kara böcek olan bir hayvan ismi. Hayvan ismiyle yaşayan birinden insanı değerler beklenir mi? 


•3-Allahın kitabını bir harfte olsa bana öğretmediler. Bu sebeplerden dolayıdır ki benden hangi saygıyı hangi terbiyeyi bekliyorlar?
Bu sözleri duyan Hz. Ömer (r.a) adama dönerek dedi ki: Behey adam sen oğlunun asiliğinden, serkeşliğinden, anne ve babasına asiliğinden şikâyet ediyorsun, oysa önce siz ona asi olmuşsunuz, onun haklarını çiğnemişsiniz asıl kötülüğü siz ona yapmışsınız der.
Bu sebeplerden yola çıkarak dünyada ve ahirette çocuklarımızın karşısında aciz kalmak istemiyorsak daha elimizde imkân varken onlara karşı sorumluluklarımızı eş seçiminden başlayarak yerine getirmeye çalışalım. Onların asi, serkeş ve ahlaksız olarak yetişmelerine fırsat vermeyelim. 


Çocuklarımızın dünyası için her türlü hazırlığı yaparken maneviyatını,  imanını, ahlakını ve ahiretini öğretmeyi unutmayalım. Hiçbir baba evladına güzel ahlaktan daha kıymetli bir miras bırakmış olamaz hadisini düstur edinelim. Rabbim vatanına, bayrağına, ezanına sadık sözde değil özde dinini yaşayan evlatlar edinmeyi cümlemize nasip etsin.

 

 

 
Etiketler: ÇOCUKLARIMIZA, KARŞI, SORUMLULUKLARIMIZ,
Yorumlar
Haber Yazılımı 0