00
Yazı Detayı
31 Mart 2021 - Çarşamba 16:11
 
BİSİKLET SPORU VE BİZ VE BİR MARKA ŞEHRİMİZ
Ramazan Seydaoğlu
 
 

Son Alanya portalinde yazmaya başladığımda “Bundan sonra Mevla’m fırsat verdikçe okuyucularımızla bir sinerji oluşturup kültür, sanat, dünya siyaseti ve belki de iştigalim olan turizm ve turizm dallarıyla ilgili yazılarımla sizlerle olacağım.” diye yazmıştım.         

 

Bu yazımda size turizm hareketliliğini artıran nedenlerden biri olan, Cumhurbaşkanlığımızın 2023 yılı hedefleri arasında ön plana çıkan “bisiklet sporu”yla ilgili gözlemlediğim olumlu ve olumsuz bazı gelişmeler hakkında yazmak istiyorum.

 

İnsanoğlu sahip olduğu imkanları iyi kullanırlarsa her alanda başarılı olur. Başarı için lazım olan donanımları yüklendiği halde yetkileri ellerinde bulunduranlar görevlerini yerine getirmediklerinde, sorumlu oldukları alanlara, kurum ve müesseselere zarar verirler. Bu zararın telafisi bazen çok ağır bedellere ve yıllara mal olmaktadır.

 

BİSİKLET’TE TÜRKİYE

 

Uluslararası Bisiklet Birliği (UCI) 2020 Takviminde yer alan resmi “Yol ve Dağ Bisikleti Yarışmaları”nın yaklaşık 10’nu Türkiye’de düzenlenmiş. Bu çok ciddi bir rakam. Daha da ileriye taşıma mümkün elbette.

 

Ancak ülke olarak bu organizasyonlarda başarı durumumuz yerlerde. Uluslararası yarışmalarda dışardan katılan sporcular tüm dereceleri göğüslemekteyken; Milli sporcularımız tabiri caizse bu organizasyonlarda nal topluyorlar. Organizasyonlar düzenleyip, ülkemize uluslararası etkinlikler gerçekleştirmeyi başaran birileri işini iyi yaparken, sporcuların hazırlıklarında ve derece almaları konusunda üzerlerine çok görev düşenler maatteessüf bunu hakkıyla yapmamaktalar…

 

Ülkemizde yapılan tüm uluslararası düzeydeki bisiklet yarışlarındaki başarısızlıklarda; Federasyonun’dan tutun, bisiklet kulüplerinin antrenörüne varıncaya kadar herkes pay sahibidir.

 

Bu arada 2020’de düzenleyemediğimiz 56. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu, UCI’nin talep ettiği bazı taahhütleri yerine getiremediğimiz için de bir alt kategoriye düşürülmüştü. Bunda da sorumluluklarını yerine getirmeyenler, bizi bir alt lige düşürenler elbette tesbit edilmeli ve hesap vermelidirler.

 

“Milli Sporcu” kimliğini üstünde taşıyan sporcusundan tutun da bundan nemalanan herkesin elini değil, başını taşın altına koymaları gerekir ki, ülkemizin İstiklal Marşı’nı podyumlarda çaldırıp, bayrağımızı göndere çekebilelim. Öyle bir şey yapalım ki, uluslararası düzenlediğimiz tüm yarışlara en azından birkaç derece alabilelim.

ULUSLARARASI İMAJ

Yol ve dağ bisikleti organizasyonlarında Türkiye çok avantajlı. Yol kalitemiz iyi ve gittikçe de güzelleşiyor. Konaklamalarımız da modern ve diğer Avrupa ülkelerine kıyasla çok ucuz. Fakat bütün bunlara rağmen Türkiye hak ettiği payı alamıyor. Türkiye güvenli değil algısı çok yaygın. Bu güvensizliğe onlarca haber üzerine eklenerek servis edilmekte. Bizi bilenler zaten Türkiye’yi tercih ediyor ama bu algıdan dolayı yeni pazarların oluşturulamadığını görüyoruz. Bu ülkede yaşayan insanlar olarak ülkemizi daha güvenilir, daha demokratik, insan haklarına saygılı bir hale getirmek bizim ellerimizde.

 

Devir, hata yapma lüksümüzün olmadığı bir devirdir. Uluslararası yarışmalarımızdan Tour of Antalya sanırım imkansızlıklardan iptal edildi. Bu sporseverleri üzdü. Aslında marka haline gelmiş birçok değerimizi yaşatmak için başta iş dünyası olmak üzere; sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimlerin organizasyonlara destek olmaları gerekir.

 

TANITIM VE PAZARLAMA

Öte yandan başarılı bir şekilde sonlandırılan diğer organizasyonlarımızla ilgili eksik kalan bir yön de tanıtımdır. Avrupa’da neredeyse tüm bisiklet organizasyonları televizyonlarda canlı yayınlanırken bizim etkinliklerimiz yerel basında zar-zor yer edinmektedir. Bu anlamda başta ulusal yayınımız olan TRT başta olmak üzere diğer televizyon kanallarının da ilgi göstermesi gerekir. Bu da ülkemizin imajına katkı sunacağı gibi, yeni sporcuların yetişmesine de katkı sunacaktır.

 

VE BİR MARKA ŞEHRİMİZ: ALANYA!

Yukarıda bahsi geçen bisiklet organizasyonlarının tümü (Uluslararası Cumhurbaşkanlığı Turu hariç) özel organizatörler tarafından yapılmakta. Yine yarışmaların çok önemli bir kısmı da Alanya’da düzenlendi. Alanya sahip olduğu konaklama tesislerinin çeşitliliği yanında iklimsel avantajları da çok fazla. Bu yönüyle Alanya’mız sadece Türkiye’nin değil dünyanın tanınan turizm merkezlerinden biri konumda.

 

Otelleriyle ünlü olmasının yanısıra çeşitli sportif ve kültürel faaliyetlere ek olarak, bisiklet sporu da eklenince çok daha yaşanılacak şehirler içine girmiş oluyor. Yabancı yerleşik nüfusun fazlalığı da bunu gösteriyor.

 

Geçtiğimiz hafta Dünya İşitme Engelliler Bisiklet Şampiyonası’da Alanya’da düzenlenmişti. Sıradaki yarış Ozifo Alanya MTB Cup. Hemen ardından Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun bir etabı ile sezon başı yarışmalarını başarılı bir şekilde tamamlamış olacak.

 

Alanya, Alanya olalı bir yılda bu kadar çok uluslararası bisiklet yarışı yapmamıştı. Doğrusu Alanya’ya  bisiklet sporu ayrı bir yakışıyor.

 

Alanya’nın bu etiketini hiçbir zaman kaybetmemesi; tüm spor branşlarının yanı sıra bisiklet sporunun da bir Milli Eğitim politikası haline getirip ilkokuldan başlayarak bir ders olarak hayatımıza sokmamız ve yarışlarda yüreğimizi kıpır kıpır yapacak başarılı şampiyon bisikletçiler yetişmesi dileğiyle..

 
Etiketler: BİSİKLET, SPORU, VE, BİZ, VE, BİR, MARKA, ŞEHRİMİZ,
Yorumlar
Haber Yazılımı 0