Reklamı Geç
YAZARLAR
Başbuğ Alpaslan Türkeş'e,
Mustafa Mete Islamoglu
06 Nisan 2023 - Perşembe 09:19
“Türklük bedenimiz, İslamiyet ruhumuzdur. Ruhsuz beden ceset olur.”, demiştin.
 “Tanrı dağı kadar Türk, Hira dağı kadar Müslüman’ız”, demiştin.
 
“İslâmiyet’i ele alıp Türklüğü inkâr etmek ihanettir. Bunun tersi de aynı derecede gaflet ve ihanettir.” , demiştin.
 “Türk ne kadar kuvvetlenirse Müslüman da o kadar kuvvet kazanır; tarih bunun ispatıdır.”, demiştin,
“Allah bir, vatan bir, bayrak bir, kitap bir, millet bir böldürmeyeceğiz”, demiştin.
 
 
“Bölünme kabul etmez, kutsal bir bütün halinde Büyük Türkiye'yi yeniden inşa edeceğiz...”,demiştin.
“Hepiniz birer Türk Bayrağısınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin yere düşürmeyin.” ,demiştin.
“Cesaret, yüreklilik, atılganlık olmayan hiçbir dâva başarıya ulaşamaz.” demiştin.
“Kendinizi küçük görmeyiniz. Sizler büyük kuvvetsiniz. Vazifenizi hiçbir zaman unutmayınız. Kuvvet birliktir. Dâvamızın geleceği birliktedir. Birlik, beraberlik içinde olmaktır.”, demiştin.
“Türk töresi, Türk ülküsünün ayrılmaz parçasıdır.”, demiştin.
“İnsanlar; yoksulluğa, açlığa, susuzluğa tahammül ederler. Fakat adaletsizliğe, hor görülmeye, aşağılanmaya asla müsaade, müsamaha etmezler.”, demiştin.
 
 
“Türk Töresinin bir şartı da yüksek vazife duygusudur. Vazifeyi her ne pahasına olursa olsun yapmaktır. Diğer bir şart, toplum uğrunda her çeşit fedakârlığı yapmaktır. Millete hizmet yolunda şahsi menfaatlerden, şahsi zevklerden feragattir. Vazgeçmektir. Kişiler kendilerini millet için feda ederler. Türk Milleti'nin büyüklüğü böyle yükselecektir. Onu sizler yaşatacak, sizler yükselteceksiniz. Türk Töresinin en önemli bir gereği de sır saklamaktır. Sır saklamak...”, demiştin.
 
 
“Milletler yabancı kuvvetlerin orduları ve diğer maddi güçleri tarafından yok edilmeden önce, manevi ve fikir güçleri tarafından esaret atına alınırlar. Böyle bir toplumun esir ve yok olması kesin hale gelir.”, demiştin. 
 “Davalarımızın çözümü kendimize dönmek, sarsılmaz bir birlik halinde el ele vermek ve geceli gündüzlü çalışmaya girişmekle mümkündür.” ,demiştin.
 
 
“Gençliğimizi büyük bir savaş beklemektedir. Bozgunculuğa, tembelliğe, ahlaksızlığa, cehalete, yalancılığa karşı büyük bir savaş.”, demiştin.
“Ülkücüler, insanlık âlemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır.”, demiştin.
 
 
Başbuğum,                                                                                      
Heyhat ki sen gittin. Bizler, senin gösterdiğin hedefler doğrultusunda yürüyemedik. Birliğimiz dağıldı, bütünlüğümüz bozuldu. Ülkemizi ahtapotun kolları gibi kuşatan ayırımcı politikalara, hukuksuzluğa,  yolsuzluğa, yağmaya, hırsızlığa karşı koyamadık. Mevcut olumsuzluğa dur deme iradesi o iradeyi ortaya koyacak siyasi manevra kabiliyetini kaybettik. Ülkemizi; yalansız, talansız, riyasız, kinsiz, kavgasız bir iktidara ve istikrara taşıma iradesini kaybettik. Milli ve manevi değerlerimizin tahrip edildi. Türklüğümüzle övünmenin suç sayıldığı bir karanlık döneme girdik. Vatandaşlarımız faiz çemberi içerisine hapsedilerek fakirleştirildi.  İşsizlik ve yoksulluk tırmandı, yolsuzluk ve adaletsizlik zirve yaptı. Eğitim, milliliğini kaybetti. Türkiye uluslararası camiada itibarsızlaştırıldı. Dış politikada dibe vurduk.                                                 
 
 
Hazinemizdeki ihtiyat akçesine dahi el uzatıldı. Vatandaşlar, borç yükü altına sokuldu. Ufkumuzu karartan ve daraltan ve insanımıza ne olacak bu ülkenin hali dedirten bir süreçteyiz. İnsanlarımız güven duygusundan yoksun, yılgın, bezgin; yarının ne olacağı korkusu ve endişesi içerisinde… Ufuksuzluk, risk alma iradesi gösterememe, acizlik ve tembellik maalesef bir kâbus gibi üzerimize çöktü. Muhteris bir avuç insanı aşamadık. Muhteris bir avuç insan, makam ve koltuk uğruna davalarını sattılar, davalarına ihanet ettiler. Bölündük parçalandık Başbuğum. 
 
 
Yalnız Türkiye Cumhuriyeti için değil bütün Türk dünyası için bir büyük ümit olan Türk milliyetçiliği ülküsünü koruyamadık, yücelterek güne ve yarınlara taşıyamadık. Verdiğimiz binlerce şehidin kemikleri ile birlikte sizin de kemiklerinizi sızlattık, sızlatmaya da devam ediyoruz. Af dilemeye dahi yüzümüz yok. 
Gösterdiğin hedefler doğrultusunda hâlâ direnmeye çalışan ülkücüler adına size ve bu büyük dava uğruna can veren şehitlere Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânlarınızın cennet, ruhlarınızın şad olsun. 
 
4 Nisan 2023/
Adınız
Yorumunuz
Kazım - 06 Nisan 2023  
Çok güzel bir yazı kaleme almışsınız tebrik ederim

Cafer Aksay - 06 Nisan 2023  
Çok teşekkür ediyorum- harika bir yazı olmuş; emeğinize sağlık Ağabey.


Diğer Yazıları

ABD’nin Dünyadaki Alçakça Katliamları
“Ermenilerin Türkiye Üzerine Oyunları”
Milliyetçilik ve Millet Üzerine Gerçekler
Ramazanda Oruç Tutmanın Tıbbi Faydaları
Hz. Ali Efendimiz Gazadan Döner
Fert ve Millet Olarak Temel Düşüncemiz
Gençliğimizi Ateşe Atıyorlar Uyanın.!
Nisa kadın anlamına gelir
Alanya’nın Teminatı "Mevlüt Demir"
Devlet Bahçeli’nin Tüm Gerçekleri
Selam”ın Vebali Önemi Ve Değeri
Tevbe Etmenin Çok Büyük Önemi
MHP’nin Acılarla Dolu Tarihçesi
Adıyaman Öldü Acıyaman Doğdu
İnsan ve Duygu
Geçmişin Hayaletleri
Bela Ağızdan Çıkan Söze Bağlıdır
Dünyanın Gözü Türkiye’de.
Türk Gençliği Zehirleniyor
“ ERCİYES’LE DERTLEŞTİM “
Hamas Sözcüsü Ebu Ubeyde Aslında Kim?
YALNIZLIK
TÜRK ADININ . ORTAYA ÇIKIŞI-YAYILIŞI
GÖZÜN AYDIN TÜRKİYE
IŞİD’İN VAHŞET BİLANÇOSU
İMAN, ŞUUR ve İSLAM
Türkiyenin Can Damarı
Milli Diriliş…
DELİCE
Komşum Doktor
Yaşlılık
“Tam İnanacaktım “
( islam Düşmanlarının iğrenç Yüzü )
Türklük bizim kanımızda var!
Utanıyorum
“ Türkiye'mden Bir Asırdır Saklanan İhanet Gerçekleri”
İslam düşmanları hortladı
TÜRK ADININ ORTAYA ÇIKIŞI ve YAYILIŞI
HATAY GERÇEKLERİ
Her Türlü Günahı Sildiren Tevbe Duası
“TÜRK” DEVLETLERİNİN YIKILIŞ NEDENLERİ..
GAZETECİ NEDİR NASIL OLMALIDIR.
YAZDI TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR?
DİN
Peygamber Efendimiz’in Vefat Edeceğini Bildiren Ayet
ANALİZ
0