Reklamı Geç
HABER DETAY
Yörüklerin yayla yolculuğunda yüzyıllardır devam eden iftar geleneği
Buzdolabının olmadığı yaylada kara tencerelerde pişirilen kurutulmuş gıdalarla iftar yapıyorlar Yörüklerin iftar sofralarını dibekte dövülen buğdaydan yapılan keşkek, tereyağı, un ve tuzdan yapılan un aşı, kuru meyvelerden hazırlanan hoşaf, kurutulmuş etten yapılan yemekler süslüyor
22 Nisan 2021 - Perşembe 14:14
YAŞAM

Bir yandan koyun ve keçilerin sütlerini sağarlarken, bir yandan de obalarında iftar yemeklerini hazırlıyorlar.

Ramazan dolayısıyla yaylaya erken çıkan yörüklerin iftar geleneği yüzyıllardır aynı düzenle devam ediyor. Obanın kadınları bir yerden koyun ve keçilerin sütlerini sağarlarken, bir yerden de obalarında iftar saatine yemeklerini hazırlıyorlar. Yemekleri ise kara tencerelerde pişiriyorlar. İftar sofralarını odun ateşinde pişirdikleri un aşı, keşkek, kömbe, bükme, kurutulmuş et, bulgur pilavı, dondurulmuş kavurma ve hoşaf süslüyor.


Selçuklular döneminde Türkmen, Osmanlı döneminde ise Yörük olarak bilinen Toros Dağları'ndaki konar göçerlerin, zorlu yayla yolculuğu ramazan dolayısıyla erken başladı. Ramazanı yaylalarda kurdukları obalarda karşılayan Yörükler, dağlık ve engebeli arazideki zorlu yaşama rağmen ramazan ayına ayrı önem veriyor. Koyun ve keçi etlerini, arazi şartlarında buzdolabı olmadığı için kurutan Yörük kadınları, ayrıca top şeklinde kavurma yaparak donduruyor.
Tuluk dedikleri keçi derisinden yaptıkları yayıkta ayran döverek yağ çıkaran Yörük kızları, iftar sofralarına içecek olarak ayran hazırlıyor.


"Yemekler, kara tencerelerde pişirilir"
Yine odun ateşinde kara tencerelerde pişirilen bulgur pilavı, dibekte dövülen buğdaydan yapılan keşkek, tereyağı, un ve tuzdan yapılan un aşı, kuru meyvelerden hazırlanan hoşaf, kurutulmuş etten yapılan yemekler, koyun ve keçi yoğurdu ve deriye basılan keçi peyniri, iftar sofralarını süslüyor. Tatlı olarak pekmezli tahin tüketen Yörükler, çaylarını ise güğümde kaynattıkları suda demliyor. Antalya'nın Akseki ilçesine bağlı Kızılağaç mevkisindeki yaylada çadırlarda yaşamını sürdüren Yörük kadınlarından Havva Kara, her zaman çaylarını, ekmeklerini ve yemeklerini odun ateşinde pişirdiklerini belirtti.


Odun ateşinde pişen yemeğin lezzeti
"Kara tencerelerde pişen yemeğin lezzetinin farklı olduğunu" vurgulayan Kara, "Yörüğün sofrasında her şey olur. Neyimiz varsa iftar sofrası için hazırlarız. Bulgur pilavı, kuru fasulye, dövme, tarhana ne varsa pişiririz." dedi. Serin havayı çok sevdiklerini ifade eden Kara, her yayla döneminde üç kez yer değiştirdiklerini, hayatının çadırlarda geçtiğini dile getirdi.


"Süt ve süt ürünü olmazsa olmaz"
Havva Kara'nın gelini Cemile Kara da sofrada süt ve süt ürünlerinin olmazsa olmazlar arasında yer aldığını anlattı. Cemile Kara, "Dünyaya geldiğimden beri hayvancılıkla uğraşıyorum. Her gün hayvanlarımızı sağar, yavrularını emdiririz. Sağdığımız sütten peynir, yoğurt, lor yaparız. Bunlar çok keyifli uğraşlar. İftar sofralarımızı özenle hazırlarken sütü, yoğurdu, peyniri eksik etmeyiz. Yufka ekmek de mutlaka olur." dedi.


“Yörüklerin bu gelenekleri yüzyıllardır devam ediyor”
Yörüklerin hala Toroslar'da konar göçer hayatını devam ettiği ve kültür taşıyıcıları olarak biliniyor. Selçuklular döneminde uç beyleri olarak özellikle Toroslara yerleştirilen Yörükler, Osmanlı döneminde evladı fatihan olarak Rumeli'ye uç beylikleri, akıncılar olarak yerleştirilmişlerdi.


Yörükler her zaman ramazan ayına ayrı bir önem verirler
"Yörükler, mübarek aylara ayrı bir ehemmiyet veriyorlar. İftar menülerini Orta Asya'dan günümüze kadar taşıyan yörüklerin bu gelenek yüzlerce yıllık bir tarihe dayandığı biliniyor. Arazide, buzdolabı olmadığından koruyabilmek için etleri kurutan yörüklerin iftar sofralarında, keşkek, bulgur pilavı, un aşı, büküş, kurutulmuş etten yapılan yemekler, dondurulmuş kavurma, bazlama olarak da bilinen kömbe, koyun yoğurdu, keçi peyniri, meyvelerden yapılan hoşaf olmazsa olmazlar arasında yer alıyor.

 

Editör:Hamdi Acet
Adınız
Yorumunuz
Hiç yorum yapılmamış.

0