00
Haber Detayı
10 Nisan 2015 - Cuma 21:00
 
Türk-Ermeni İlişkileri Uluslararası Sempozyumu
- Haberi
Türk-Ermeni İlişkileri Uluslararası Sempozyumu

Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, "Ermesintan ve diyasporasının, Türkiye aleyhine yaptığı baskı var. Ancak Türkiye'nin suçlu olduğuna yönelik bir algının oluşturulması yönündeki kara propragandanın doğru olmadığı yönününde bilim adamları, 2-3 gün süren bilimsel faaliyetler içerisinde ortak karara vardılar" dedi. Antalya'da Akdeniz Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen Kadim Dostluğun Yüz Yıllık Açmazında Türk-Ermeni İlişkileri Uluslararası Sempozyumu'nda bildiri ve sunum yapan öğretim görevlileri, akademisyenler ve bilim adamları Alanya Ticaret ve Sanayi Odası'nın (ALTSO) konuğu olarak ilçeye geldi. İlçenin tarihi ve turistik yerlerini gezen ziyaretçilerden Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, gazetecilere yaptığı açıklamada Akdeniz Üniversitesi'nde başarılı bir uluslararası sempozyumun düzenlendiğini söyledi.  Sempozyuma dünyanın birçok ülkesinden katılan bilim adamlarının, sözde soykırım iddialarını ve 1915 olaylarını, siyasi hukuki, psikolojik ve özellikle güvenlik bölümünü tartıştığını kaydeden Caşın, "Ermesintan ve diyasporasının, Türkiye aleyhine yaptığı baskı var. Ancak Türkiye'nin suçlu olduğuna yönelik bir algının oluşturulması yönündeki kara propragandanın doğru olmadığı yönününde bilim adamları, 2-3 gün süren bilimsel faaliyetler içerisinde ortak karara vardılar" dedi. Sempozyuma Azerbaycan'dan Japonya'ya, Amerika Birleşik Devletleri'nden Gürcistan'a kadar pek çok ülkeden bilim adamının katıldığını dile getiren Caşın, sempozyumda Ermeni taraftarının 1915 olaylarında ortaya attığı soykırım yapıldığı iddianın tamamen doğru olmadığının sonucuna varıldığını kaydetti. Uzmanların devletin, sivillerin ve Ermeni sivil halkının korunması için savaş hukuku içerisinde zamanın şartlarında tedbir aldığı fikrine vardığını kaydeden Çaşın, "Uzmanlar Kafkasya'da barış olmadığı takdirde yapılacak bir savaşın Ermenistan'ın sonu olacağı, Ermenista'nın mutlaka işgal ettiği Azeri topraklarından Karabağ'dan çıkması gerektiği düşüncesinde hem fikir oldular" diye konuştu. Osmanlılar zamanında Ermenilere 'milleti sadıka' dendiğini ifade eden Caşın, Ermeniler'in Osmanlı'ya sadık olmasından dolayı da diğer Yahudi ve Rumlardan çok daha önemli rütbelere geldiğini vurguladı. Osmanlı'da yaklaşık 40 tane Ermeni'nin sadrazam olduğunu kaydeden Caşın, "Bir Türk Mekke'ye hacca gittiği zaman dükkanın anahtarını Ermeni'ye verirdi. Ermeni de taşraya alışverişe gittiğinde dükkanın anahtarını Osmanlı Türküne verirdi. Demekki iki toplum bu kadar birbirine kaynaşmıştı" ifadelerinde bulundu. Ermenilerin düşmanı olmadıklarını ve aynı topraklar üzerinde yıllarca beraber yaşadıklarını belirten Caşın, "Biz diyoruz ki; gelin, sizi tekrar kucaklayalım. Diyasporanın laflarına değil Türkiye'nin güçlü ve sıcak kollarına gelin. Tekrar eski günlerdeki gibi kardeş olalım. Anadolu herkese yetecektir. Bu vatandan ayrılan Ermeniler buraya tekrar gelebilirler. Birlikte yaşayabiliriz. Bu bakımından Alanya güzel bir örnek; farklı milletlerden on binlerce insan burada yaşıyor" dedi.
Kaynak: (İHA) - İhlas Haber Ajansı Editör: Hamdi Acet
Yorumlar
Haber Yazılımı 0